| Öyleyse bu kadar zamandır koloninizi temizlemek için neden önlemler almadınız? | Open Subtitles | إذن ، لم طوال هذا الوقت لم تتخذوا إجراءات لتنظيف مستعمرتكم؟ |
| Yine kalkıp bir şeyleri temizlemek istersen gidip arabama pasta cila yap bari. | Open Subtitles | إذا شعرت بالرغبة بالنهوض والقيام بتنظيف شيئاً ما مرة آخرى,ربما تستطيع تلميع سيارتي |
| Kötü şeyler oldu ve senin pisliğini bizzat ben temizlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | الاشياء السيئة تحصل بالفعل وكان علي شخصياً أن أنظف الفوضى التي صنعتها |
| Jiz-mopper'ın işi her adam boşaldıktan sonra ortalığı temizlemek. | Open Subtitles | عمل منظفوا المنيء هو تنظيفه بعد كل شخص يقذف |
| Licinia tapınağı temizlemek için her gün yakındaki bir çeşmeden su almayı öğreniyordu. | TED | تتعلم ليكينيا أن تجمع الماء كل يوم من النافورة القريبة حتى تنظف المعبد. |
| Yılda iki kez havuzu temizlemek Seni öldürmez. | Open Subtitles | بالتأكيد لن تموت بالعمل على التنظيف مرتان في السنة |
| Babam da bir şeyleri temizlemek için koşuşturuyordu. Onu kontrol etmiyordu bile. | Open Subtitles | و أبي كان مهرولاً ينظف شيئاً ما، حتى أنّه لم يتفقد حالها. |
| Mahkeme sistemimizdeki apaçık yolsuzlukları temizlemek için tam kapsamlı bir soruşturma başlatacağım. | Open Subtitles | سوف أفتح تحقيقاً موسعاً في تطهير في الفساد الواضح في نظامنا القضائي |
| Domates sosunu temizlemek cidden zordur iyi bir yağ sökücü gerektirir. | Open Subtitles | صلصة الطماطم قاسية جدا فى حال تنظيفها تحتاجينلمنظفدهونجيد .. |
| Sıfatım sizi aldatmasın. Ön camları temizlemek dışında her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لا تدع العنوان يخدعك ، إننى أفعل كل شئ فيما عدا مسح الزجاج الأمامى |
| Cesedi temizlemek için aynı antiseptiği kullanıyor ki buradan onun izini süremiyoruz. | Open Subtitles | لقد إستخدم نفس المطهر لتنظيف الجثة، و الذي لن نستطيع تعقبه إليه. |
| Böylece evlerini soymadan herhangi bir kan temizlemek zorunda kalmadan. | Open Subtitles | حتى يتمكنوا من سرقة منازلهم دون الحاجة لتنظيف أي دم |
| Chicago bu uygulamayı henüz uygulamaya koydu, sakinlerinin kar yağdığında kaldırımları temizlemek için kayıt olmaları için. | TED | وشيكاغو استخدمته لجعل الناس للتسجيل لتنظيف الممرات حين تثلج. |
| Bir taşıyıcı olmamı ve sizin pisliğinizi temizlemek için hayatımı riske atmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريدون زراعة شريحة بداخلي كأني نوع من الحيوانات لأخاطر بحياتي كي أقوم بتنظيف فوضاكم. |
| kıdemlerini geri alır. kalan hayatında park metre temizlemek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | سيقوم بإنزال رتبتك العسكرية، ستقوم بتنظيف عدّادات مواقف السيارات لتعيش |
| Eğer ceketimi çıkarmadan buradan gidersen... yerleri seninle temizlemek zorunda kalmam ve elbisen kirlenmez. | Open Subtitles | فلن أنظف بك الأرض، وأجعل الزبائن تتبول عليك. |
| Eğer ceketimi çıkarmadan buradan gidersen... yerleri seninle temizlemek zorunda kalmam ve elbisen kirlenmez. | Open Subtitles | فلن أنظف بك الأرض، وأجعل الزبائن تتبول عليك. |
| - Hayır, hiç önemli değil. - temizlemek istiyorum. | Open Subtitles | ــ كلا، لا عليكِ، لا داعي لهذا ــ أريد تنظيفه |
| Çalışmalarını zor görmedim Çünkü garajı temizlemek için ona 50 dolar verdim. | Open Subtitles | لم أرها تعمل بجد منذ أن أعطيتها 50 دولاراً لكي تنظف المرأب |
| temizlemek benim işim olduğuna göre bunun kararını da ben veririm, değil mi? | Open Subtitles | التنظيف صار واجبي الآن ، لذلك فإنه قراري ، أليس كذلك ؟ |
| Babam da bir şeyleri temizlemek için koşuşturuyordu. Onu kontrol etmiyordu bile. | Open Subtitles | و أبي كان مهرولاً ينظف شيئاً ما، حتى أنّه لم يتفقد حالها. |
| Bir aura temizlemek, bir çakra temizlemek, ama karma temizlemek yok. | Open Subtitles | ليس هناك تطهير للهالة و ليس هناك تطهير للكارما |
| Pencereleri temizlemek demek her iki tarafını da temizlemek demektir. Haklı değil miyim, ya da haklı değil miyim? | Open Subtitles | تنظيف النوافذ يعني تنظيفها من الجانبين هل أنا على حق أم لا؟ |
| Bizim için bir köle.Küçük misafirimizle işimiz bittiğinde, etrafı temizlemek için yardım edecek birinin olması güzel olcak. | Open Subtitles | من الجيد دوما أن يكون هناك من يساعدك في مسح الأرض عندما ننتهي من ضبفتنا |
| Ama bir züppe partisi olunca sorun yok. Tuvaletlerini temizlemek için para alıyorum. | Open Subtitles | لكن للحفل المتعالي فهذا لا يهم أن نأخذ ماله و ننظف مراحيضهم |
| Olsa pisliği temizlemek için beni eve getirdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | مع ذلك شكراً لأنك أحضرتني . إلى المنزل لأنظف الفوضى |
| Yapacağın ilk iş bu dağınıklığı temizlemek. | Open Subtitles | الشيء الأول الذي ستفعليه . هو أن تنظفي الفوضى |
| Elbiseleri temizlemek için yeni bir yöntem göstereyim. | Open Subtitles | تظهر لك وسيلة جديدة للحصول على ملابسك نظيفة |
| Banyoda lavaboyu, yeri ve küveti temizlemek. | Open Subtitles | تنظيف مغسلة الحمـام، وتنظيف الأرض وحوض الإستحمـام |