| temsilcimin tavsiyesi üzerine TV ye çıkacağım. Bütün biletler satıldı. | Open Subtitles | اتبعت نصيحة وكيلي وبعت كل شيء ولسوف أظهر في التليفزيون |
| -Evet, temsilcimin de söylediği şey bu. | Open Subtitles | نعم، هذا ما قاله لى وكيلي أيضاً. |
| Söyleyeyim şimdi Charlie, yeni temsilcimin taksiyle gelmesi konusunda nasıl hissederim bilmiyorum. | Open Subtitles | ,(يجب ان اقول يا (تشارلي لا اعلم ما شعوري بشأن وكيلي الجديد وهو قادم على متن سيارة اجرة |
| Söyleyeyim şimdi Charlie, yeni temsilcimin taksiyle gelmesi konusunda nasıl hissederim bilmiyorum. | Open Subtitles | ,(يجب ان اقول يا (تشارلي لا اعلم ما شعوري بشأن وكيلي الجديد وهو قادم على متن سيارة اجرة |
| temsilcimin fikrinden daha değerli. | Open Subtitles | إنه كذلك، أكثر من رأي وكيلي |