| 'Senin işine göz kulak olacağız,bizimkinede.' 'Skorlar eşitlendi.' Nasıl buna tenezzül ettiler? | Open Subtitles | ذلك قادر على اي يحمي عملك وعملنا ايضاً كيف يمكن ان تنحدر الامور |
| Tam olarak neden caddelerde uyuşturucu satmaya tenezzül edeyim? | Open Subtitles | فلماذا أنا تنحدر الى بيع المخدرات في الشارع؟ |
| Ona bir kızının olduğunu söyledikten sonra tenezzül edip de bir kez olsun bile onu aramadı. | Open Subtitles | أخبرتُه بأنّ له ابنة، فلم يعبأ بمحاولة الاتصال بها |
| Envantere yaz, gerçi kimse dağıtıcıyı ararken ona bakmaya tenezzül etmiyor. | Open Subtitles | فقط دونيه في الجردة، التي لا يعبأ أحد بإلقاء نظرة عليها عندما يتصل بالموزع على أي حال. |
| Lycanlara tenezzül etmek vampirlere özgü bir sey lakin, evrimlesmekten korkmuyorlar. | Open Subtitles | انه احساس مصاص الدماء الذي يتعطف على المستذئبين لكنهم ليسوا خائفين من التطور |
| Ama geldiğinde gelmeye tenezzül ettiğinde, o zaman bilirsin ki... | Open Subtitles | , لكن حينما يأتى لكن حينما يتواضع ويأتى ..... فحينها كما تعلم |
| CIA bile bu kadar düşük bir olaya tenezzül etmez. | Open Subtitles | حتى أنّ الإستخبارات لن تنحدر لتلك الوضاعة. |
| Şirketimizin belli standartları var ve şahsen o standartların aşağısına tenezzül etmeye hazır değilim. | Open Subtitles | فشركتنا لديها معايير محددة أنا لست على إستعداد لجعلها تنحدر. |
| Marcus'un pisliğini temizlemeye tenezzül edeceğini hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | انا ابدا لم اظن ان تنحدر الى هذا الحد (وتغطي على فوضى (ماركوس |
| - tenezzül ettiğin seviye bu mu? | Open Subtitles | أنت تنحدر لمستوى جديد لا |
| Ne yazık ki kimse okumaya tenezzül etmedi. | Open Subtitles | من المؤسف أن أحداً لم يعبأ بقراءته |
| Lycanlara tenezzül etmek vampirlere özgü bir şey lakin, evrimleşmekten korkmuyorlar. | Open Subtitles | انه احساس مصاص الدماء الذي يتعطف على المستذئبين لكنهم ليسوا خائفين من التطور |
| tenezzül ediyorum. | Open Subtitles | يتعطف لكى يقوم به |
| Ama geldiğinde gelmeye tenezzül ettiğinde, o zaman bilirsin ki... | Open Subtitles | , لكن حينما يأتى لكن حينما يتواضع ويأتى ..... فحينها كما تعلم |