| Tes'in biraz sert olduğunu biliyorum ama bana güvenmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن (تيس) قاسيه بعض الشىء، لكننى أريدك أن تثقى بى |
| Lanet olsun, Tes, o gözlerinde biraz da yaş olmalı. | Open Subtitles | (تباً (تيس أعتقد أن دموعكِ الكثير تحجب رؤيتكِ |
| Sen bir uyuşturucu satıcısısın, Tes. Geçinmek için uyuşturucu takas ediyorsun. | Open Subtitles | عملك صعب للغايه (تيس) إنكِ تقومين بتبديل المخدرات بالمال من أجل العيش |
| Kendi başıma ayrılmayı planlıyordum ama şimdi bu küçük sıkıntıyı yaşadığımıza göre Tes'i yanımda götürmem gerekecek. | Open Subtitles | لقد كُنت اخطط للهروب وحدى لكن بما إننا هُنا فى ذلك المكان سيبتوجب على آخذ (تيس) معى |
| Tes, bunu gördüğünü biliyorum. Bunu kulüpteyken gözlerinde gördüm. | Open Subtitles | تيس) إننى أعلم أنك ترين ما بداخلى) لقد رأيت ذلك بعينيكِ بالنادى |
| Sanırım bu konuda seni nakavt etti, Tes. Üzgünüm. | Open Subtitles | (أعتقد أنها نالت منك تلك المره (تيس |
| Tes, ne yapacağız? | Open Subtitles | ماذا سنفعل (تيس) ؟ |
| - Tes, emin misin? | Open Subtitles | تيس) هل أنتِ متأكده ؟ |
| İlginç bir kız... Tes. | Open Subtitles | (فتاه مثيره للتساؤل (تيس |
| Tes benimle evlenir misin? | Open Subtitles | (تيس) هل تقبلين الزواج منى ؟ |
| - Özür dilerim, Tes. - Hayır, hayır! | Open Subtitles | (إننى آسف (تيس - مهلاً - |
| Tes, ne haber? | Open Subtitles | تيس) كيف حالكِ ؟ |