| Uydularımız merkezi terk eden iki araç tespit etti. | Open Subtitles | الاقمار الصناعية رصدت سيارتين يغادرون المجمع. |
| Sensörlerimiz yaşam destek sistemlerine bir tehlike tespit etti. | Open Subtitles | مستشعراتنا رصدت تهديدالأنظمة حفظ الحياة خاصتنا |
| İnsansız hava araçlarımızdan biri adamı Tenwar bölgesindeki silahlı bir tesise giderken tespit etti. | Open Subtitles | طائراتنا حددت موقعه وهو يتجه نحو معسكر في محافظة تنوار. |
| Dominic Toretto. Polis bu şok edici kaçışı düzenleyen kişinin kimliğini tespit etti. | Open Subtitles | "الشرطة حددت هويات الأشخاص الذيننظّمواهذاالهروبالمريع" |
| Federaller bütün kostümlü ucubelerin IP adreslerini tespit etti. | Open Subtitles | الشرطة الفدرالية، تعقبت عنوانين الإنترنت إلى كل من يلبس البدلات |
| Teğmen, uzaktan kumandalı uçak senin Cadillac'ı sınır çitinin orada Mile Marker 63'te tespit etti. | Open Subtitles | حضرة الملازم . . طائرة الاستطلاع رصدت السيارة الكاديلاك عند العلامة 63 من السياج الحدودى |
| İnsansız uçaklar Afganistan-Pakistan sınırında hareketlenmeler tespit etti. | Open Subtitles | عموماً، رصدت كاميرات المراقبة إشتباكات عنيفة بالقرب من الحدود الأفغانستانية الباكستانية، |
| İki ay önce, bir Federasyon Yıldızgemisi Praxis'te büyük bir patlama tespit etti. | Open Subtitles | منذ شهرين، رصدت مركبة فضائية فيدرالية انفجارًا، على قمر كوكب "كلينغون"، "براكسيس." |
| NSA, dün Burbank'ten Gaez'e bir arama yapıldığını tespit etti. | Open Subtitles | وكاله الأمن الوطنى رصدت مكالمه من بروبانك إلى" أجستو جايز" أمس |
| Alıcılarım, beyin sapına ilişmiş nanomakineler tespit etti. | Open Subtitles | أجهزة إستشعاري رصدت مجموعة من التقنية... مربوطة بجذع دماغكِ. |
| Voyager, Satürn'ün dev uydusu Titan'da Dünya'nınkinden dört kat daha kalın bir atmosfer olduğunu tespit etti. | Open Subtitles | و على قمر زحل العملاق تيتان رصدت "فوياجر" غلافٍ جوي أكثف بأربعةِ مراتٍ من غلاف الأرض الجوي. |
| Polis, yemek masasının üzerindeki parmak izlerinin akıl hastanesinden kaçan bir hastaya ait olduğunu tespit etti. | Open Subtitles | الشرطة حددت البصمات في المطعم |
| Jacksonville yerel polisi Laura Clemensen'in cesedinin yerini tespit etti. Birkaç kişi yürüyüş yaparken, onu bir köprünün altında bulmuş. | Open Subtitles | لقد حددت شرطة (جاكسونفيل) مكان جثة (لورا كليمينسين) بعض المتجولون وجدوها أسفل جسر |
| Brennan iskelet kalıntılarının kimliğini tespit etti. | Open Subtitles | لقد حددت (برينان)هويه والدتها من هيكلها العظمى |
| EDNA, ısıI işleme tabi tutulmuş bir cam olduğunu tespit etti. | Open Subtitles | و (إدنا) قد حددت انه من الزجاج المعالج حراريا |
| Tesisiniz ışık hızının aşıldığını tespit etti mi? | Open Subtitles | -هل حددت آلتك أيّ شيء يفوق الطبيعة؟ |
| Cihazlar uzaysal süreksizlik tespit etti. | Open Subtitles | -الكاشفات حددت مكان لإحتمالية العزل |
| Chloe, tarama resminden adamın ikinci bir yere gittiğini tespit etti. | Open Subtitles | تعقبت (كلوي) الرجل خلال صور المراقبة لموقع اَخر |
| Chloe, tarama resminden adamın ikinci bir yere gittiğini tespit etti. | Open Subtitles | تعقبت (كلوي) الرجل خلال صور المراقبة لموقع اَخر |
| Jack İHA 172'nin yerini tespit etti. | Open Subtitles | لقد حدد "جاك" موقع الطائرة 172 |
| Doktor kızı öldürenin bir hayvan olduğunu tespit etti. İnsan değil. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي حدد أن قاتل الفتاه حيوان وليس بإنسان |