| Belki de teyzemi falan ziyaret edebilirim. | Open Subtitles | بهذه الحالة ربما يمكن أن أرى عمتي أو شيئ ما |
| Bir haftalığına eve gitmeliyim teyzemi de ziyaret etmeliyim | Open Subtitles | يجب أن أعود للبيت حيث يجب علي أن أزور عمتي |
| Biliyorsun tüm bunları teyzemi defetmek için uydurdum. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنني كنت أتصنع كل ذلك للتخلص من عمتي |
| Sanki daha zekiymiş gibi Ginny teyzemi de hiç dinlemezdi. | Open Subtitles | لم تكن تصنت الى خالتي جيني التي تبدو أذكى منها |
| Dayım teyzemi, teyzem annemi annem dayımı. | Open Subtitles | من خالي إلى خالتي ثم إلى أمي، ومن أمي إلى خالي |
| teyzemi ele alalım - teyzem kanser oldu, kanserden kurtulan olarak ölümsüzleştirildi çünkü 5 yıl yaşadı ama bundan 6 ay sonra öldü. | Open Subtitles | عمّتي على سبيل المثال، أصيبت بالسرطان إنها خالدة أبداً كَناجية من السرطان ﻷنها نجت خلال الـ 5 سنوات، لكنها ماتت بعد 6 أشهر. |
| Ve seni tutuklamamamın tek sebebi kuzenim olman ve bunun Bootsy teyzemi öldürecek olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي منعنى من ركل مؤخرتك لانك ابن عمى ولان ذلك سيقتل عمتى |
| Ayrıca Bay Early size bakması için teyzemi tutacak. | Open Subtitles | بالمناسبه السيد جيمي قال انه عين عمتي ايثل لتعتني باقاربكم عندما تغادرون |
| Zaten teyzemi annenle, babanla ve her kimle dövüştürürken çoktan araya atlayacaklarını farz etmiştim. | Open Subtitles | .. أجل, افترضت بأنهم سيتدخلون بمجرد مهاجمة عمتي لوالدك أو أمك, أو أي شيء آخر |
| Ama teyzemi diriltemezsin ve Parker'in benden hoşlanmasını da sağlayamazsın. | Open Subtitles | لكن انتي لن تقومي باحضار عمتي الميته وايضا لاتستطيعي ان تجبري باركر بالاعجاب بي |
| Bir kez teyzemi yaparken gördüm, o da 8 yaşımdayken. | Open Subtitles | شاهدت عمتي تصنعها مرة وأنا في الـ8 من العمر. |
| Yok öyle bir şey. Bu olaydan sonra teyzemi tombala oynamaya götüreceğim. | Open Subtitles | ليس صحيحاً، سآخذ عمتي لنلعب البينغو مباشرة بعد هذا |
| İnanmıyorum, teyzemi o insanları öldürmediğime ikna mı ettiniz? | Open Subtitles | لا أصدق هذا أقنعتما عمتي أنني لم أقتلهما؟ |
| 14 yaşındayken annem beni ve kardeşimi Portland'a teyzemi ziyarete göndermişti, gitmek istememiştim. | Open Subtitles | وعندما كنت بالـ14 أرسلتني أمي أنا وأختي إلى بورتلاند لزيارة عمتي ولم أرد الذهاب |
| Bu civarda yaşayan teyzemi ziyarete geldim. | Open Subtitles | انا بالبلدة أزور عمتي بالحارة. |
| Ama teyzemi suçlamaya gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس هنا حاجة لكي تلقي باللوم على خالتي |
| Annem haftasonu için teyzemi ziyarete gitti ben de siz moronlarla takılmak için boş kaldım. | Open Subtitles | انها تزور خالتي حتى نهايه الاسبوع لذلك انا متفرغ للتسكع معاكم ايها الحمقى |
| Gidecek başka bir yerim olsa giderdim ve teyzemi de yanımda götürürdüm. | Open Subtitles | لو أنّ هناك مكانٌ آخر لأذهب إليه لفعلت و من ثمّ أصطحب خالتي معي |
| teyzemi ziyaret etmek için hastaneye gidiyorum zona olmuş. | Open Subtitles | يجب أن أزور عمّتي في المستشفى لديها حصو على الكلى |
| 98 yaşındaki tatlı, sevimli Regina teyzemi hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تذكر عمّتي "ريجينا" اللطيفة التي تبلغ 98 عاماً؟ |
| Bay Peabody bu gece Elizabeth teyzemi görmeye geliyor. | Open Subtitles | السيد "بى بـادى" سيأتى لمقابلة عمتى "إليزابيـث" الليلة |
| Bana teyzemi ne kadar anımsattığını söylememiş olmaktan hep pişman oldum. | Open Subtitles | لطالما ندمت على عدم إخبارك بأنك تذكرينني بعمتي |
| teyzemi tanıyor musun? senin kayınvaliden... | Open Subtitles | هَلْ تَعْرفُ عمّتَي التي سَتَكُونُ حماتك |
| ...ve özellikle de Nica teyzemi. | Open Subtitles | وخالتي (نيكا) بشكل خاص. |