"tg" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثياستر غيتس
        
    • ساي
        
    • تيمبل
        
    TG: Tam üstüne bastın. Bence işler burada karışmaya başlıyor. TED ثياستر غيتس: أحسنتِ. إذًا أعتقد أن هذا حيث تبدأ الأمور باتخاذ منحنى سيىء.
    TG:Ben güzelliğin temel hizmet olduğuna inanıyorum. TED ثياستر غيتس: أؤمن بأن الجمال خدمة أساسية.
    JC: Bundan bahsedelim. TG: Şu anda Grand Crossing'de yaşayanların %99'u siyahi ve burada her gün sokakta yürüyen insanlarla mülk sahiplerinin farklı insanlar olabileceğini biliyoruz. TED جون كوهين: دعنا نذهب هناك. ثياستر غيتس: حاليًا، غراند كروسينغ تبلغ نسبة سكانها من السود 99%، أو على الأقل يعيشون، ونعلم أنه ربما أن من له أملاك في المكان مختلف عن الذين يمرون في الشوارع كل يوم.
    Herkesin ona "TG," dediğini hatırlıyorum, ama bu gerçek ismi değildi. Open Subtitles أتذكر أنهم يسمونه " ساي " لكنه لم يكن إسمه الحقيقي
    Hayır, ama kazanan her kimse gözlerinin koca bir ben varmış ve lakabı da "TG" imiş. Open Subtitles " كلا لكن لديه شامة كبيرة بين عينيه ولقبه " ساي
    Bana ondan bahsedin. TG: Bunu okuduğumda çok heyecanlanma sebebim TED حدثيني عن ذلك . تيمبل : السبب الذي جعلني مهتمة بذلك عندما قرأت عن هذا
    TG: İlk taş kıvılcımını kimin yaptığını sanıyorsun? Asperger adam. TED تيمبل جراندين : لأنه من تظنون أول من صنع رمح ؟ شخص به لازمة إسبرجر .
    TG: Evet, bence şu an inanılmaz işler yapan bir sürü insan var, ama örneğin medyanın dediği gibi bir alanda yalnızca şiddet içeren şeyler oluyorsa bu tür sorunları aşmak için yeteneklerinize ve içinde bulunduğunuz duruma bağlı olarak neler yapabilirsiniz? TED ثياستر غيتس: نعم، أعتقد أنه الآن يوجد العديد من الأمثلة لأشخاص يقومون بعمل رائع، ولكن هذه الطرق أحيانًا تبدو وكأنها، عندما تستمر وسائل الإعلام بالقول أن الأشياء العنيفة وحدها تحدث في المكان، إذًا فاعتمادًا على مجموعة مهاراتكم والبيئة المحددة، ما الأشياء التي يمكنكم فعلها في حيِّكم لمحاربة ذلك نوعًا ما؟
    TG: Önce yaşa bakmalısınız. TED تيمبل : حسناً , أولاً , المهم أن تنظر إلى العمر .
    TG: O çocuk sadık olacaktır. Yanan bir evdeysen seni kurtarmak için yanan eve girecektir. CA: Vay canına. TED تيمبل : حسناً دعني أقول لك , ذلك الطفل سيكون مخلص . ولو أن منزلك يحترق فإنهم سيخرجونك خارجاً . كريس : أووو .
    TG: Yaptıklarımın dünyayı iyi bir yer haline getirmesi konusunda tutkuluyum. Otistik bir çocuk annesin bana TED تيمبل : أنا أتحمس لكل الأشياء التي أفعلها والتي تُساهم في جعل العالم مكان أفضل . عندما أرى أم لطفل مريض بالتوحد تقول ,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more