| Ben Albay Thursday. Tahminen benim için gönderildiniz. - Hayır efendim. | Open Subtitles | أنا العقيد ثيرسداي أفترض انكم قد أرسلتم لاجلي |
| Ben Yüzbaşı York, efendim. Hoşgeldiniz General Thursday. General değilim yüzbaşı. | Open Subtitles | أنا الكابتن يورك، سيدي إنني أرحب بك، جينرال ثيرسداي |
| Göründüğü kadar yakın değil Bayan Thursday. | Open Subtitles | حسنا، أنها ليست قريبة كما تبدو آنسة ثيرسداي |
| Sanırım ben, müfettiş Thursday ve çavuş Jakes şu an için yeterliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنني ربما نفسي، المفتش يوم الخميس والرقيب جيكيس هي القوى العاملة الكافية |
| Bu sebeple il ve ilçe teşkilâtlarının ortak çalışmasına ve tahkikatın müfettiş Thursday tarafından yürütülmesine karar verildi. | Open Subtitles | وتحقيقا لهذه الغاية، إجراء تحقيق مشترك من قبل قوات المدينة والمقاطعة قد عقدت، يقودها مفتش المخبر يوم الخميس. |
| Dedektif Thursday gelebileceğini söyledi ama bugün beklemiyordum. | Open Subtitles | وقال المفتش يوم الخميس قد تكون في، ولكن لم أكن أعتقد اليوم. |
| Bayan Thursday'leyken bu riski alamadım efendim. | Open Subtitles | أنا لم يكن بامكاني المخاطرة مع الانسة ثيرسداي, سيدي |
| Anlıyorum Bayan Thursday. | Open Subtitles | أوه، يمكنني اخذها، آنسة ثيرسداي |
| Mary, bu Albay Thursday'in kızı Bu da Bayan O'Rourke, başçavuşumuzun karısı ve çok iyi genç bir subayın annesi. | Open Subtitles | ماري، هذه ابنة العقيد ثيرسداي وهذه هي السيدة أوروك زوجة الرقيب أول... و أم... |
| Albay seninle konuşmamı yasakladı, Bayan Thursday. | Open Subtitles | العقيد حرمني مخاطبتك، آنسة ثيرسداي |
| Bayan Thursday, korkarım ki gitseniz iyi olur. | Open Subtitles | آنسة ثيرسداي أخشى من الافضل لك مغادرتنا |
| Bayan Thursday seninle konuşup konuşmamamın senin için bu kadar önemli olduğunu bilseydim... | Open Subtitles | آنسة ثيرسداي... إذا كان لدي أية فكرة التي فعلا تهمك سواء تحدثت إليك أم لا... |
| Albay Thursday, efendim, ben... | Open Subtitles | تعالى، فيل عقيد ثيرسداي سيدي، سوف أفعل... |
| Albay Thursday, efendim, size söylemeye çalıştığım şey kızınızı sevdiğimdir. | Open Subtitles | العقيد ثيرسداي سيدي ما كنت احاول أن أقول لك، سيدي... هوأننيأحبابنتك... |
| Şimdi de Apache Kalesi geleneğine uygun olarak komuta subayımız, Albay Owen Thursday başçavuşumuzun sevgili karısı Bayan O'Rourke'u dansa kaldıracak. | Open Subtitles | وهكذا، كما هو معتاد في حصن أباتشي الضابط الآمر العقيد أوين ثيرسداي المقبل... سيرافق زوجة رقيبنا الاول... |
| Bay Thursday kendini suçladı. | Open Subtitles | وألقى اللوم على نفسه يوم الخميس. |
| Ama itiraf edeyim Thursday biraz zorladı. | Open Subtitles | يجب أن أعترف، يوم الخميس حصلت لي فوكسد. |
| Olaylı bir hafta sonu Thursday. | Open Subtitles | عطلة نهاية الأسبوع تماما، الخميس. |
| Hiç olmazsa "Bayan Thursday" demeyi bırak. | Open Subtitles | ربما إسقاط "ملكة جمال الخميس" على الأقل. |
| Müfettiş Thursday'le ben öğretmenleri bulacağız. | Open Subtitles | المفتش الخميس ونفسي سوف نرى للموظفين، |
| Başka sektörlere benzemez Bay Thursday. | Open Subtitles | لا عمل مثل ذلك، السيد الخميس. |