| Tibet yemeklerini çok sevdiğini biliyorum, işte Küçük Tibet'in gururu! | Open Subtitles | اعلم مدى حبكِ للطعام التبتي، لذا.. الفخر بقليل من التبت |
| Çin'le Tibet sınırı arasında yaşayan küçük bir etnik grup. | Open Subtitles | إنهم قبيلة صغيرة تعيش في الصين علي الحدود مع التبت. |
| Daha dün buraya Singapur'dan geldim ve ondan önce, Himalaya'da, Tibet ve Hindistan arasına kurulmus ufak Bhutan Krallığı'nda 2 hafta geçiriyordum. | TED | لقد وصلت هنا البارحة فقط من سنغافورة. و قبل ذلك، أمضيت أسبوعين في بوتان، مملكة الهيمالايا الصغيرة مقيم بين التبت و الهند. |
| Tibet Budizminde bu sahip olunabilecek iyi bir isim. | Open Subtitles | في البوذية التيبتية, هذا اسم جيد جدا لتتقمص به. |
| Onun dilegi Tibet'e, hacca gitmekti. | TED | أمنيتها كانت أن تسافر إلى الأماكن المقدسة في التبت. |
| Bu sağdaki şey aslında Tibet'teki Lhasa vadisi. | TED | هذا، حقيقة، هنا وادي لاسا، هنا في التبت. |
| Ancak bu muntazam yaşam tarzına girmeden önce ailemle birlikte Doğu Tibet'te yaşıyordum. | TED | ولكن قبل أن أدخل هذه الحياة الرسمية . كنت اعيش في التبت الشرقية مع أسرتي. |
| Tibet üzerine mükemmel bir kitabım var. | Open Subtitles | كما يقول كتاب الجميل الذي يتحدث عن التبت |
| Ben olsam etiketine Tibet'ten gelen bir mumya mahfazası yazardım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ سَأَعتبرُه مثل حالةالمومياء والتي جائت مِنْ التبت |
| Ama bence o Tibet sınırı hesaplamalarında yanılıyorsun. | Open Subtitles | ولكنى أعتقد أنك مخطأ بشأن حساباتك لحدود التبت. |
| Tibet'in batı sınırında geçen iki gün ardından nazikçe kovulduk. | Open Subtitles | يومان إلى حدودِ التبت الغربية ونحن بلطف نطرد للخارج. |
| Tüm Çinli memurlar Tibet sınırlarından çıkartılacak. | Open Subtitles | كُلّ المسؤولون الصينيون سَيَكُونونَ مطَرودون مِنْ حدودِ التبت. |
| Sence bir gün insanlar sinema perdesinde Tibet'i izleyip bize ne olduğunu merak eder mi? | Open Subtitles | أتظن أن فى يوم ما سيرى الناس التبت على شاشة السينما و العجائب التى تحدث لنا؟ |
| Tibet'te bir deyişimiz vardır "Eğer sorun çözülebiliyorsa kaygılanmanın faydası yoktur. | Open Subtitles | نحن نقول فى التبت. أذا كان هناك مشكلة يمكن أن تحل القلق حولها ليس له ضرورة |
| Tibet'te bir kadın onu benimle bir Radio Head albümü için değişti. | Open Subtitles | امرأة من التبت أعطته لي في مقابل جهاز تسجيل |
| Galiba Barbaros'a falan gitmiştir veya Tibet... | Open Subtitles | أوه، تعني إفي أعتقد ذهبت أنها إلى بادين بادين أو التبت أو شيء ما |
| Hindistan'a, Tibet'e, İsrail'e, Fransa'ya, her yere gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب الى الهند,التبت,فرنسا الى أى مكان |
| Yazın, Tibet platosu ısınır güneyden sıcak, nemli havayı getirir. | Open Subtitles | في الصيفِ، الهضبة التيبتية تَسْخنُ رسم في الهواء الرطبِ الدافئِ مِنْ الجنوبِ |
| Rüşdümü ispat edene kadar kral naibi Tibet'in siyasi lideridir. | Open Subtitles | حتى أنا أَصِلُ لسنّ البلوغ، الوصي هو القائد السياسي للتبت. |
| Bu arada kurnaz Tibet tilkisi ayıyı takip ederek karışıklıktan faydalanmayı umuyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، الثعلب التيبتي المكار يتعقب الدب تمنّي للربح من التشويش. |
| Bunca senenin ardından hala Tibet adetlerini öğrenememişsin. | Open Subtitles | بعد كل تلك السنوات مازلت لا تفهم الطرق التبتية |
| Bana Ned Tibet'ten bahset. | Open Subtitles | أخبرْني عن نيد تيبت. |
| Bir Tibet felsefesi. | Open Subtitles | هو شكل فكر تيبتي. |
| Oh, Cinda. Tibet Teriyeri gibi alt dişleri önde olan mı? | Open Subtitles | تلك التي تملك فكًا سفليا مثل كلب ال"تيبيتان تيرير"؟ |
| Neredeyse her yıl, Himalayalar ve Tibet Platosu'nda bir takım gönüllü görevler üstleniyorum. | TED | تقريبا كل عام كان يساورني الحظ ان اخرج في مهمات الى جبال الهملايا و التيبت |
| ¤ Tibet'in çok sayıdaki kölesi özgür bırakılmalıdır. ¤ | Open Subtitles | المليون عبد التبتى يجب أن يحرروا |
| Dalay Lama, Tibet? | Open Subtitles | -و الأجابه هى ( تابت ) .0 |