| Bu miktar şehrin yasadışı silah ve uyuşturucu ticaretini ikiye katlıyor. | TED | هذا المبلغ أعلى من مبلغ تجارة الأسلحة والمخدرات في أطلانطا مجتمعة. |
| Atlanta, Georgia'daki seks ticareti, toplam uyuşturucu ticaretini geçiyor. | TED | تجارة الجنس في ولايتي أتلانتا وجورجيا تفوق كامل تجارة المخدرات فيهم. |
| Sonra tüy ticaretini yasakladık ve sayıları tekrar artmaya başladı. | TED | عند ذلك تم حضر تجارة الريش، وبدأت أعدادهم بالتصاعد. |
| ABD'deki seks işçisi ticaretini gerçekten durdurmak istiyorsak sistemli olarak eğitim vermeli ve talebi hedef almalıyız. | TED | إذا أردنا حقاً أن ننهي التجارة بالجنس في أمريكا، يجب علينا أن نقوم بعملية تثقيف ممنهجة ونواجه الاحتياجات. |
| - Ülkene. Ulusuna. Uyuşturucu ticaretini tekrar yapılaştırarak. | Open Subtitles | مساعدة بلادك وشعبك عبر إعادة ترميم تهريب الممنوعات ، عبر تنظيمها |
| Genel vali olarak Sudan'a giderse köle ticaretini kaldırır onun cüretkarlığıyla ve birkaç sadık teğmenle hiçbirşey olmaz, | Open Subtitles | حين ذهب الى السودان كحاكم و أجهض تجارة الرقيق و ليس معه شئ الا جرأته و بعض المساعدين المخلصين |
| Sadece fildişi ticaretini korumak için yapılıyor, zenginleri daha zengin yapmak için. | Open Subtitles | يهدف بناؤه الى حماية تجارة العاج وزيادة ثروة الاثرياء |
| "Adresi uyuşturucu ticaretini yaptığı yerle aynı." | Open Subtitles | يسكن في المسكن الشعبي نفسه حيث يُنظم الآن تجارة المخدرات |
| Bu kadar kişiyle, uyuşturucu ticaretini bitirebilirler. | Open Subtitles | مع هذا الرقم يفترض بهم إنهاء تجارة المخدرات |
| Tüm uyuşturucu ticaretini elinde tutmak için General ile iş birliği yaptı. | Open Subtitles | وإتفق مع الجنرال ليبقيان تجارة المخدرات لنفسيهما. |
| Onu canlı yakalarsak, evet Tara'yı kurtarmış oluruz ama bu sayede eroin ticaretini de korumuş oluruz. | Open Subtitles | نحضره حياَ للحفاظ على سلامة تارا لكن أيضاَ يحمي تجارة الهيروين |
| Uyuşturucu kralı ve bütün uyuşturucu ticaretini eline geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انه ملك المخدرات الذي يحاول السيطرة على تجارة المخدرات |
| Uyuşturucu kralı ve bütün uyuşturucu ticaretini eline geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انه ملك المخدرات الذي يحاول السيطرة على تجارة المخدرات |
| Atlantik köle ticaretini farklı kılan bunun boyutlarıydı. | Open Subtitles | ما جعل تجارة العبيد مختلفة بالأطلسي ببساطة هو حجمها |
| Haiti'nin bağımsızlığından üç yıl sonra İngilizler köle ticaretini terk etti. | Open Subtitles | بعد ثلاثة سنوات من استقلال هايتي ألغت بريطانيا تجارة العبيد |
| İrlandalıların adamlarını öldürmesi, silah ticaretini bıraktığınız için öfkelendiklerinden mi oldu? | Open Subtitles | قتل رالك هذا الإيرلندي منزعج من وقف تجارة السلاح ؟ |
| Ordu kademesinde silahlar kullanır, çeteleri birleştirdi ve şehrin uyuşturucu ticaretini ele geçirdi. | Open Subtitles | إنه يستخدم أسلحة عسكرية ويؤسس عصابات من أجل الإستيلاء على تجارة المُخدرات في المدينة. |
| StrateJik limanı ve devasal duvarlarıyla Troya kuzeyden güneye tüm Ege ticaretini kontrol ediyordu. | Open Subtitles | مِنْ مينائِها الإستراتيجيِ , بحيطانِه الهائلةِ، سيطرتَ تروي على كُلّ التجارة فى شمالً وجنوب ايجيةِ. |
| Amacı, dünya ticaretini liberalleştirip genişletmekti. | Open Subtitles | وكان غرضها سن القوانين ونشر التجارة حول العالم |
| Milyonlarca doları ele geçirip, uyuşturucu ticaretini durdurduktan sonra, üç kaçakçıyı da harcamadınız mı? | Open Subtitles | ألم تحبط عملية تهريب مخدرات بقيمة ملايين الدولارات وحطمت ثلاثة من بارونات المخدرات؟ |
| Eberhardt kartel, Avrupa'daki en acımasız insan ticaretini yapan grup. | Open Subtitles | إيبرهارت هم أكبر و أخطر . منظمة لتجارة بلبشر في أوروبا |
| Çok hızlı ve acımasız hareket ettiler ve uyuşturucu ticaretini ele geçirdiler. | Open Subtitles | جاؤوا بقوة و سرعة و سيطروا على تجارةِ المخدّرات |
| An itibariyle de bölgedeki seks ticaretini bitirmek adına yeni bir birim kurduk. | Open Subtitles | و حالياً نقـوم بتشكيل فرق عمل معنية بالكامل و مكسة لإلغاء كافة ..الإتجار بالجنس في المنطقة |
| Marzulla uyuşturucu, silah ve çalıp satabileceği her şeyin ticaretini yapıyor. | Open Subtitles | (مارزولا) يُتاجر بالمُخدّرات، والمُسدّسات، أيّ شيء يستطيع سرقته أو بيعه في الأساس. |