| Daha önce de söylediğim gibi, gelecek suçlar birimi değiliz, ve dışarda hepimizin yapması gereken görevler var, hatta Tidwell'inizin bile. | Open Subtitles | كما قلت سابقا , نحن لسنا وحدة مكافحة جرائم المستقبل, و كلنا لدينا واجباتنا لنقوم بها حتى تيدويل |
| Oh, pekala, Tidwell odasından bile çıkamazken, dışardaki görevlerini nasıl yapacak? | Open Subtitles | اها , و لكن كيف سيتمكن تيدويل من أداء واجباته إذا لم يتمكن تيدويل من التحرك عن مكان بابه |
| Ve kendine Tidwell dediğinde, ona bile katlanabilirim. | Open Subtitles | و عندما تسمي نفسك تيدويل ...أنا أتحمل حتى هذا |
| Ve Tidwell kız yüzünden olduğunu mu düşünüyor? | Open Subtitles | ويظن تيدويل أن الدافع هو الفتاة؟ |
| - Gününüz nasıl geçiyor yüzbaşı Tidwell? | Open Subtitles | وكيف هو يومك أيها النقيب " تيد ويل " ؟ - ماذا ؟ |
| Bayan Tidwell'ın kocasının 911 arama kaydını duyup daha fazla acı çekmesini istemediğim için yoktu ama Bayan Keating bu kadar çamura yattığı için... | Open Subtitles | (فقط لأني أردت أن أعفي السيدة (تيدويل آلام لا مبرر لها من إتصال لزوجها ب 911 لكن بما أن السيدة (كيتغ) جرتنا لهذا الوحل |
| Kimse Rod Tidwell'le ilgilenmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يعتني بـ(رود تيدويل) نحن لا نعرف أين سنعيش بعد سنة |
| Dennis Wilburn, Perşembe sabahı Tidwell teklifini fakslayacakmış. | Open Subtitles | (دينيس ويلبورن) اتصل من (أريزونا) وقال أنه سيرسل فاكس بالعرض الجديد لـ(تيدويل) في صباح يوم الخميس |
| -Sen kahrolası Rod Tidwell'sin! | Open Subtitles | أنت تستحق الأموال الكثيرة، أنت (رود تيدويل) الشهير -ابتعد عن عميلي |
| Bunun sebebi Rod Tidwell'in muhteşem oyunu. | Open Subtitles | والسبب وراء ذلك هو الأداء الرائع للرياضي المدهش (رود تيدويل) |
| Rod Tidwell'e çok zalim bir darbe daha. | Open Subtitles | ارتطام وحشي آخر في المنتصف بـ(رود تيدويل) -لقد تلقى بعض الطلقات، صحيح؟ |
| Tidwell'i inletiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | -إنهم يلعبون على (تيدويل ) ماذا يقول والدك دائماً؟ |
| Tidwell, ters dönerek, yere çok sert vurdu. | Open Subtitles | ولكن (رود تيدويل) انقلب رأساً على عقب، واصطدم بالأرض بقوة |
| Tidwell bunun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | تيدويل يفكر في الأمر |
| Tidwell devriye gezin dedi... | Open Subtitles | أمرنا تيدويل بالتجول مشيا |
| Hat-1'de Yüzbaşı Tidwell var. | Open Subtitles | كابتن تيدويل علي الخط واحد |
| Hayır, Tidwell hakkında. | Open Subtitles | لا.. إنه عن تيدويل |
| Tidwell'in telefonu. Tidwell'in numaraları. | Open Subtitles | هاتف تيدويل, وأرقام تيدويل. |
| İş Tidwell'e miras kalmış ve o zamandan beri de geziyor. | Open Subtitles | ورث (تيدويل) العمل وكان يتنقل منذ ذلك الحين. |
| Bayan Tidwell, Marco'nun bu toplantılara katıldığını gösteren güvenlik kamerası görüntülerini göstersem şaşırır mısınız? | Open Subtitles | (سيدة (تيدويل هل ستكونين متفاجأة أنه لدينا العديد من الصور من كاميرات المراقبة ل(ماركو) يحضر هذه الإجتماعات ؟ |
| Tidwell kimse olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | تيد ويل " قال بأنه لن يستطيع إرسال أحد " |
| Bay Breem, Yüzbaşı Kevin Tidwell, L.A.P.D'den. | Open Subtitles | سيد بريم .كابتن تيدول شرطه لوسانجلوس |