| Bulduğumuz dişten elde ettiğimiz DNA'ya göre şanslı timsahın numarası 0116. | Open Subtitles | الجينات تخبرنا من الضرس الذي أحضرناه بأن التمساح المحظوظ رقم 0116 |
| Bir ineğin veya timsahın eğri büğrü şekliyle sınırlı kalmadan.. | TED | ليس محدوداً على شكل مثل البقرة أو التمساح. |
| Ama ilginçtir, bir timsahın hayatının en kritik dönemi karada geçer. | Open Subtitles | انها سخرية القدر في أن اول اللحظات الحرجة من حياة التمساح يقضيها على اليابسة |
| Bu küçük bir çöp parçası İki köşesinden kırparsanız, bir yavru timsahın ağzına benzer. | TED | هذه قشة صغيرة، وما تقوم به هو فقط قرص الجانبين هنا، فتصبح فم تمساح للأطفال. |
| Geçen ay Kuzey Bölgesinde biri, bir timsahın saldırısına uğramış. | Open Subtitles | في الشهر الفائت رجلاً في المحافظة الشمالية هاجمه تمساحاً |
| Yetişkin bir zebra timsahın çenesini kıracak kadar sert çifte atabilir. | Open Subtitles | حمير الوحش البالغة لديها ايضا رفسة قاسية واللتى تستطيع بها ان تكسر فك التمساح |
| timsahın ikinci çekim için döneceğini mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | يا رجل الحيوانات , هل تعتقد أن التمساح عائد للقطة أخرى ؟ |
| timsahın midesinde olduğuna dair, nesine olursa olsun bahse girerim. | Open Subtitles | أنا اراهنك على أي شيء تريده بأنّه موجود في معدة ذلك التمساح |
| Üzgünüm, içerikte bir timsahın olmaması gerektiğini yeni anlıyorum. | Open Subtitles | أعتذر , كان يجب أن أعرف التمساح لا علاقة له بالأمر |
| timsahın ,benim burda olduğumu bildiğini düşünüyorum | Open Subtitles | لا أستطيع أن أستنتج سوي أن التمساح يعرف أنني هنا |
| Bir sürü timsahın olduğu bataklığın içinde bizim Jane Doe'yu yiyen timsahı nasıl bulacaksın? | Open Subtitles | كيف ستجد التمساح المطلوب في بحيرة من التماسيح التي تتغذي علي جاين دو؟ |
| Mesela düşün ki bir timsahın çene gücüyle mürekkep fırlatabilen bir ahtapotu karıştırmışsın. | Open Subtitles | مثل أن تجمع فك التمساح ورش الحبر الذي لدى الإخطبوط |
| Normal bir timsahın boyu asla üç metreyi aşmaz. | Open Subtitles | التمساح ذو الحجم الطبيعي لايزيد عن 10 اقدام |
| timsahın gözünü kör etsen bile yemeğini bulabilir ama burnunu tıkarsan açlıktan ölür. | Open Subtitles | يمكنك أن تعمي التمساح ،وسيظل بإمكانه الصيد للحصول على الطعام، لكن لو سددت أنفه، سيموت من الجوع. |
| Hepsi timsahın beni oyuna getirmesine izin verdiğim için oldu. | Open Subtitles | كلّ هذا لأنّي تركت نفسي تتعرّض لخداع ذلك التمساح |
| Senin içini görüyorum. timsahın, leoparın ve maymunun ötesini. | Open Subtitles | أرى داخلك ما يفوق التمساح والنمر والقِرد |
| İri parçaları koparmak için büyük timsahın onların yardımına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | التمساح الضخم يحتاج مساعدتها لتقطيع الفريسة |
| Bu, sel sularının bize bıraktığı bir şey, bir timsahın alt çenesi. | Open Subtitles | هذه ما تركته مياه الفيضان لنا: فكّ التمساح السفليّ |
| Ben daha önce hiç bir timsahın okyanusu geçtiğini duymamıştım. | Open Subtitles | أنا ما سمعت عن اى تمساح يعبر محيط. حسنا، هم يخفون المعلومات |
| Bunu bir timsahın yapmış olması pek mümkün değil. | Open Subtitles | من غير المحتمل تماما أن تمساح يستطيع فعل هذا |
| Tabii bir Kızılderili'yle timsahın güreşini görmek istiyorsan başka. | Open Subtitles | إلّا إذا كنت تريدين رؤية سيمينول هندي يصارع تمساحاً. |
| Letsatsi zalim bir timsahın avı mı olmuştu yoksa? | Open Subtitles | هل سقط ليتساتسي ضحية لتمساح مفترس ؟ |
| Kabile üyesi, timsahın kıvrımlı şekildeki hareketini taklit ediyor. | Open Subtitles | رجال القبائل يحاكون الحركة المتعرجة للتمساح |