| Aslında sanırım Toksik atıklar akraba evliliklerinden daha fazla zarar veriyor. | Open Subtitles | في الحقيقة,اعتقد ان السموم يأخذون اكثر من الضريبة والزواج بين الأقارب |
| Büyük kimya sanayi fabrikaları ellerindeki Toksik atıkları kampa gönderiyorlar, ve gruplar halinde mahkum satın alıp onları deneylerinde kullanıyorlar. | Open Subtitles | وألوان السموم تُجْلَب من مصانع الكيمياء إلى المعسكرات. وربما اشترى المصنع جملة من المعتقلين ابتغاءَ التجارب. |
| Toksik duman solunması sonucu ölen bir grup insan mı? | Open Subtitles | مجموعة من الحزانا الذين فقدوا أناسا يستنشقون الأبخرة السامة ؟ |
| Bu Toksik bir mavi-yeşil alg ve sizin için iyi bir şey değil. | TED | هو انتشار للطحالب الخضراء والزرقاء السامة غير الجيدة لصحتكم. |
| Toksik mega kolonunda bir delik var. Babanı odadan çıkarır mısın, lütfen? | Open Subtitles | تضخم سام للقولون مع وجود ثقب هل يمكنكِ إخراج والدكِ من الغرفة؟ |
| Birisi asetaminofen aldığında, onun bir kısmı Toksik bir maddeye dönüşür. | TED | عندما يتناول شخص ما عقار الأسيتامينوفين، يتم تحويل جزء منه إلى مادة سامّة. |
| Gölün Toksik bir kabusa dönüşmesine ramak kaldı. | Open Subtitles | هذه البحيرةِ فقط واحد مِنْ قطعةِ النفاياتِ بعيداً عن كابوس سامّ. |
| Sonuç olarak, birçok işçi asgari ücretin altında kazanır ve Toksik tutkal dumanları gibi zararlı kimyasallara maruz kalır. | TED | وكنتيجة، يكسب العديد من العمال أدنى من المستوى المعيشي، ويتعرضون للعديد من المواد الكيميائية الضارة مثل دخان الصمغ السام. |
| Bir tür süper oksidan. Toksik arıtıcı. | Open Subtitles | فائقة الأكسدة تتخلص من السموم بشكل نهائي |
| Kandaki kurşun seviyesi normaldi. Toksik madde raporu temizdi. | Open Subtitles | نسبة الرصاص في الدم طبيعية فحص السموم نظيف |
| Havalı, değil mi? B6 Toksik madde testinde görünmezdi. | Open Subtitles | لكن التسمم بفيتامين بي6 لن يظهر بفحص السموم |
| Toksik madde tahlilinin sonuçlarini bekleyecegiz o hâlde sanirim. | Open Subtitles | أعتقد علينا الإنتظار .ونرى نتائج فحص السموم |
| Şu anki Row-botlar Toksik pilleri içerir. | TED | الروبوتات المجدفة حالياً بها أشياء كالبطاريات السامة. |
| Önerilen dozda alındığında, bu Toksik yan üründen genellikle zarar verebilecek kadar yoktur. | TED | في الجرعة الموصى بها، لا يوجد عادة ما يكفي من هذه المادة السامة للتسبب في إحداث ضرر. |
| Hepinizin Strafor (suni köpük) olarak bildiği madde, ben onu daha çok Toksik beyaz bir şey olarak görüyorum. | TED | وهي المادّة التي نعلمها جميعا وهي الستايروفوم، ولكن أود أن أتعامل معها كأحد المواد السامة البيضاء. |
| Toksik olmayan baloncuk sabunu için biraz daha fazla ödemem sorun olmaz. | Open Subtitles | لا أمانع أن أدفع أكثر بقليل من أجل صابون فقاعاتٍ غير سام |
| Bu sorunla ilgili çalışmaya başlayana kadar öğrenmediği ise vermikülitin asbestosun çok Toksik bir formu olduğuydu. | TED | ما لم تتعلمه حتى لحظة بدأها العمل على هذه المشكلة هو أن الفيرميكيوليت نوع سام جدًا من الأسبستوس. |
| Cıva Toksik olduğum için dolgularımı aldıracağım. | Open Subtitles | سأتخلّص من حشو أسناني بالكامل لأن مادة الزئبق سامّة. |
| Orijinal araştırması Aracite'in yüksek derecede Toksik olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بحثه الأساسي ينصّ أنّ مركّب "إيراسيت" سامّ للغاية! |
| Bu Toksik atık bana telekinetik yetenekler verdi! | Open Subtitles | يبدو أن هذا الحساء السام قد اعطاني قدرة التحريك عن بعد |
| Toksik etkinin kendini göstermesi için daha uzun süre gerekir. | Open Subtitles | سيستغرق التعرّض للسموم وقتاً أطول كي يظهر |
| Çok sayıda ilacı karıştırmak Toksik etkileşime yol açabilir. | Open Subtitles | خلط كل تلك الأدوية سيخلق تفاعلات سمية كثيرة |
| Yeteneklerimizi kullanarak, Toksik topraklarını iyileştireceğiz. | Open Subtitles | باستخدام قدراتنا سوف نعالج هذه التربه السامه |
| Yıllık olarak 12.246 ton Toksik atık atıyor veya işliyor. | Open Subtitles | تنبعث أو تلقى 27 مليون رطلاً من النفايات السامّة سنويًّا. |
| Ki bu Toksik megakolona kadar ilerleyebilir, perforasyona, sepsise ve ölüme neden olabilir. | Open Subtitles | و الذي يسبب إلى تضخم قولوني مسمم و انتقاب و انتان ثم الموت |
| Bina çok eski, heryerde Toksik atık olabilir. | Open Subtitles | مبني بهذا القدم قد يكون هناك سموم بأي مكان |
| Yediğimiz yemek bile Toksik zehirlerle dolu. | Open Subtitles | حتي الطعام الذي نتناولة مليئ بالسموم المُشبعة |
| Ve elbette et ve özellikle bozulmuş et dışarıda kalırsa Toksik hale gelir. | Open Subtitles | وبالطبع من لحوم اللحوم الفاسدة وعندما تنتهى صلاحيتها . يمكن ان تكون سامة |
| Bunlar kesinlikle Toksik çalışmalar. | Open Subtitles | حسناً، إنهم بكلّ تأكيد دراسات تحليل سميّة |