| Köklerindeki zarlar, toprağın suyu tutmasını sağlayıp toksinleri süzerek çamur kaymasını önlerler. | TED | تحمي شبكات جذورها من الانهيارات الطينية مع السماح للتربة بالاحتفاظ بالمياه وتنقية السموم. |
| Bazen bir yara enfekte olduğu zaman, toksinleri kana karışıyorlar, | Open Subtitles | عندما يُصاب الجُرح أحياناً بالعدوى يتِم إطلاق السموم في مجرى الدَم |
| Siroz karaciğer toksinleri temizlemesini önlüyor... ve ensefalopati vücudunuz mental durumunu değiştiriyor. | Open Subtitles | التليف الكبدي يمنع كبدك من ترشيح السموم قد تصبح ملتهب دماغياً مما يؤدي إلى تغيير حالتك العقلية |
| Tutkaldaki toksinleri açığa çıkardığım yazımla bugün okulda altın yıldız aldım. | Open Subtitles | حصلت على نجمة ذهبية اليوم في المدرسة لكشفي عن السموم الموجودة في لاصق النجمة الذهبية |
| Zehirlenmeyi veya sistemindeki toksinleri atmak için vaskülit testi yaptık. | Open Subtitles | قمنا بفحصه فازيلوجيا وبحثنا عن أي سموم أو مواد كيميائيه بداخل جسمه |
| toksinleri işleme sokmak için güneş enerjisi kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون الطاقة الشمسية لتسخين السموم |
| Testler asla tüm toksinleri kapsamaz. | Open Subtitles | تلك الفحوصات لا تتضمن أي من السموم اللطيفة |
| Kanında gezinen toksinleri temizleyebilmek için elimizden herhangi bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | لا يوجد ما يمكننا فعله لإيقاف السموم من التراكم بالدم |
| Eğer olsaydı, biz de o kan alanlardan ya da toksinleri araştıranlardan biri olurduk. | Open Subtitles | لو كان لدينا فرصة لكنّا الأن نسحب الدم ونقوم بفحص السموم |
| Sen toksinleri araştır, sen de kabarcık testini yap. | Open Subtitles | أنت أعثر عثر علي السموم و أنت قومي بدراسة فقاعية |
| Şansımıza bütün bu toksinleri aynı şeyle tedavi edebiliriz. | Open Subtitles | ومن حسن حظّنا أنّ بإمكاننا علاج كلّ هذه السموم بعلاجٍ واحد: الاختلاب |
| toksinleri sisteme tıkmayı bıraktığınızda, dışarı çıkmaya başlarlar. | Open Subtitles | عندما تتوقف عن دفع هذه السموم داخل النظام تبدأ بالخروج. |
| Karaciğer toksinleri temizleyecek pas geçirme işlemi çok uzayacak, beyin kanaması geçirecek ve sonunda ölecek. | Open Subtitles | يقوم الكبد بتصفية السموم تخطي هذا لفترة طويلة، يؤدي لتضرر دماغها فتموت في النهاية |
| toksinleri nerede bulacağımı bana söyleyeceksin geçen her zaman aleyhine yoksa gerçekten işinin takdir edeceksin. | Open Subtitles | سوف تخبرني أين أجد السموم كل واحدة منها أو سوف تقدر عملك حقا |
| Bununla alakalı bütün toksinleri araştırabilirim ama plazmaferez bunları kandan temizler. | Open Subtitles | الآن يمكنني البحث عن كلّ السموم المصاحبة لكن ترشيح البلازما تخلّص منها |
| İkizlerin çok su içtiğinden emin olmanı istiyorum senden, ...anlıyorsun ya, toksinleri çıkarmak için. | Open Subtitles | أريد منكِ أن تجعليهم يشربون الماء بكثرة بعد أن يتخلصون من السموم السموم؟ |
| Havadaki toksinleri görebiliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يٌمكنُك رؤية السموم المُحلِقة أليس كذلك؟ |
| toksinleri yok etme konusunda karaciğer müthiş bir iş yapıyor yani bu kadınlar, her sabah evlerine iyi dilekle gitmem için bana 300 dolar ödüyorlar. | Open Subtitles | الكبد يقوم بعمل هائل في التخلص من السموم إذا باختصار هؤلاء النسوة يدفعون لي 300 دولار لأوصل الأماني إلى منازلهم كل صباح |
| Bayan Reyes, toksinleri absorbe etmesi için midenize kömür vereceğiz. | Open Subtitles | سيده رياس . يجب ان نعطيك شراب الفحم يساعد على امتصاص السموم |
| toksinleri terleyerek atamazsınız. Bir terleme kulübesi aslında böbreklerinizdeki suyu tutar, toksinlerin çıkmasına engel olur. | Open Subtitles | قد تجعل حمامات البخار كليتكِ تبقي الماء، مما تمنع جسمك من التخلص من السموم. |
| Kas gevşetici onları daha rahat taşımamı sağlıyor ama aynı zamanda vücuttaki toksinleri gözeneklerden dışarı çıkartıyor. | Open Subtitles | مصل الإسترخاء، يجعله سهل الإكتشاف ولكنّ أيضاً سيحدث إحمرارٌ خارجي، لتواجد أي سموم داخلية |