| Bakın, Freddy bu sektördeki en değerli şeyi toplamakla yükümlüdür. | Open Subtitles | فريدى يعمل داخل مجالنا بجد فى جمع السلعة الأكثر قيمة |
| Artık yumurta toplamakla ve küçük karlarla uğraşmayacağız. | Open Subtitles | لا مزيدَ من إضاعة الوقت في جمع البيض الحقير وَ الأرباح التافهة |
| Eğer terminale girme çabasında bulunursanız gününüzün geri kalanını, ceset parçalarını toplamakla geçirirsiniz. | Open Subtitles | إن قمت بأيّ مجهود لدخول صالة الركاب ستقضى بقية اليوم فى جمع أشلاء الأجسام |
| Dişi ot toplamakla meşgul. Ama yemek için değil. | Open Subtitles | إنّ الأنثى مشغولة بجمع العشب لكن لَيسَ للأكل. |
| Tavşan ve diğerleri Döncem'in en sevdiği eşyaları toplamakla meşgulken Winnie ve Piglet, çukur kazmak için mükemmel bir yer buldular. | Open Subtitles | بينما كان رابت والباقي مشغولين بجمع أشياء الباكسون المفضلة وجد بوو وبيجلت المكان المناسب لحفر الحفرة |
| Hayır, daha çok veri toplamakla ilgili. | Open Subtitles | كلا ، إنه أشبه بكثير من تجميع المعلومات |
| Eğer terminale girme çabasında bulunursanız gününüzün geri kalanını, ceset parçalarını toplamakla geçirirsiniz. | Open Subtitles | لو قمتم باي محاولة اقتحام فستقضون بقية اليوم في جمع أجزائهم |
| Ve yıllarını, inandırıcı ve yeterli kanıtlar toplamakla geçirdi. | Open Subtitles | فأنفق سنوات في جمع شواهد كثيرة ومقنعة. |
| Bu yüzden, seni gizli hapishanemize kapatmadan önce kanit toplamakla ugrasiyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أكلّف نفسي عناء جمع الأدلة قبل أن أرسلكما إلى سجننا السرّي. |
| Diğerleri ise adam toplamakla görevlendirildi. aramızda onbir yaşında bir çocuk var. | Open Subtitles | البعض مفترض منهم أن يوصلوا أغراض في حين طلب من الآخرين جمع بعض المواد |
| Fakat yapabileceğimiz şey, bu salgını nasıl durdurabileceğimiz hakkında elimizdeki her bilgiyi toplamakla başlamak. | Open Subtitles | لكن ما نستطيع فعله هو جمع ما نعرفه.. عن إيقاف الوباء. واستخدام هذه المعرفة لصنع واحد آخر. |
| Kuzey Suriye'de fidyeleri toplamakla görevlidir. | Open Subtitles | هو المسؤول عن جمع أموال الفدية في شمال سوريا |
| Hayvan toplamakla çok meşguldüm. | Open Subtitles | كنت مشغولا جدا فى جمع الحيوانات |
| Bu tür bir nöral ağ yalnızca bilgi toplamakla kalmayıp, ...yapay olarak kişinin zihinsel aktivitesini de kopyalıyor olabilir. | Open Subtitles | هذا النوع من الشبكة العصبية يمكن أن يكون ليس فقط جمع معلومات، لكن يضاعف بشكل إصطناعي a عمليات شخص العقلية. |
| Çöp toplamakla ilgili şeyi hiç söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل لها ذلك قط بشأن جمع القمامة |
| Gerçek polisler delil toplamakla meşgul olduğundan şu an yanımızda sivil gönüllü Barney Hughes var iş adamı Richard Galleria'nın evinin önündeyiz. | Open Subtitles | بما أن الشرطة الحقيقة مشغولة بجمع الأدلة ,نحن هنا مباشرتاً مع الظابط المساعد بارني هيوز أمام منزل المُطور العقاري |
| Kimin izlediğini bir kenara bırakırsak bilgi toplamakla işe başlamalıyız. | Open Subtitles | بغض النظر عمّا يراقبنا، فيجب أن نشرع بجمع المعلومات. |
| Beraber arka kapıdan kaçıp bara gider millet para toplamakla meşgulken biz de birkaç kadeh yuvarlarız. | Open Subtitles | أنت وأنا يمكننا التسلل من الخلف والذهاب الى البار حينما يقوموا بجمع التبرعات |
| Ödül toplamakla meşguldün. | Open Subtitles | انت كنت مشغولا جدا بجمع المكافئة |
| Kendi kanını kullanman gerek ama 15 ay önce diğer insanların kanını toplamakla ilgili bir tartışma olmuş. | Open Subtitles | الان,من المفترض ان تستخدم ...دمائك ,ولكن منذ خمسة اشهر كان هناك نقاش عن تجميع الدماء من الاشخاص الاخرين |
| Sabahı kızın saçlarına koymak için çiçek toplamakla geçirdi CJ. | Open Subtitles | لقد أمضى الصباح في تجميع الزهور البريّة لوضعها على شعرها (سي جي ) |