| Orada toplanma ve gösteri yapma hakkı sınırlı. | TED | كما أن الحق في التجمع والتظاهر مقيد هناك. |
| Sonra otobüslere doldurulduk ve toplanma merkezlerine götürüldük. | Open Subtitles | ثم وضعونا فى الحافلات المتجهه الى معسكرات التجمع |
| toplanma merkezlerinde bulunan ahırlarda ya da hızlıca inşa edilen barakalarda yaşadık. | Open Subtitles | فى معسكرات التجمع كنا نعيش اما فى اماكن كانت اسطبلات للخيول، و أما عنابر تم اعدادها على عجل |
| Hokus pokus, tiki tokus Rambada Rumba Merlin Bomba Bir dakika sonra ordayım, evlat toplanma neredeyse bitti. | Open Subtitles | سوف أكون معك في أقل من دقيقة حزم الأغراض قارب على الأنتهاء |
| Hayır, komutanım, ama onların toplanma noktası bizimkiyle aynıydı. | Open Subtitles | لا يا سيّدي إلاّ أنّني أعرف أن فرقة بيكر لهم نفس نقطة التجمّع مثلنا |
| Eger yapmazsak, General, burayı gelecekte sadece toplanma yeri olarak kullancaklar. | Open Subtitles | لو لم نفعل فسيستخدمونه كنقطة تجمّع في المستقبل. |
| Bugün burada toplanma sebebimiz büyük bir zevkle Charles Van Der Elst'in hayatını kutlamak. | Open Subtitles | لقد جمعنا اليوم للإحتفال بحياة شارلز فان دير إلست مبهجنا |
| Lütfen bir numaralı park yerindeki toplanma noktasına gidin. | Open Subtitles | فضلاً ، اذهبوا إلى نقطة التجمع عند موقف السيارات رقم واحد |
| Herkes toplanma noktasına gitsin lütfen. | Open Subtitles | فأنتم على دراية بالأسلوب المتبع لنلتقى فى مكان التجمع رجاءً |
| Bu haftaki toplanma için konuşma hazırlıyordur. | Open Subtitles | يستعد للكلام في التجمع الكبير هذا الاسبوع |
| Bu numara köprüyü patlatacak daha sonra toplanma noktasına gelmen için bir saatin olacak. | Open Subtitles | هذا الرقم سيفجّر الجسر، ثمّ لديّك ساعة واحدة لتصل إلى نقطة التجمع. |
| Yunus, burası köpekbalığı. İkinci toplanma noktasına geçiyoruz. | Open Subtitles | دولفين , معكم مخلب النمر نقطة التجمع اثنين مستعدة للذهاب |
| - Hayır ama bize söylemediğin şeyler olduğunu düşünüyorum ve toplanma sırasında kaçmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | كلا لكن أظن أن هناك أشياء لم تخبرينا بها أعلم أنك حاولت الهرب أثناء التجمع |
| toplanma özgürlüğü böyle olur. | Open Subtitles | هكذا هي حرية التجمع توقفوا عن إسكات الصحافة |
| Şimdi sattık ve toplanma zamanı, öyle mi? | Open Subtitles | والآن بعد أن أنهينا البيع، هل حان وقت حزم أغراضنا؟ |
| Sevgili Avis, toplanma işini bitirdik ve yarım canım Parisim'i bırakıp Marsilya'ya taşınıyoruz. | Open Subtitles | عزيزتي آفيس، أنهينا حزم الأمتعة اليوم و غدا سنغادر باريس الجميلة لـ ـ مارسي ـ |
| Özellikle bütün bu toplanma yaklaşan barbekü partisi konusunda. | Open Subtitles | أعني، خاصتاً مع وجود كل حزم الحقائب وأقتراب حفلة الشواء النهائية |
| Buraya toplanma noktasına geliyorduk, askerleri toplayan onbaşıya koştuk. | Open Subtitles | و أناو أثنان من الشبان الآخرين كانا يأتيان هنا إلى نقطة التجمّع اصطدم بكولونيل كان يجمع رجالا |
| Kabilelerin toplanma vakti gelmedi. | Open Subtitles | لات حين تجمّع القبائل. |
| Bu akşam burada toplanma sebebimizi unutmuş değilim. | Open Subtitles | أعرف ما الذي جمعنا هنا الليلة. |
| Ancak hareketin amaçlarına katılın ya da katılmayın, her toplanma ham insanlıkta iyi bir derstir. | TED | و سواء اتفقت مع أهداف الحركه ام لا كل تجمع كان درسا في الإنسانية الخالصة |
| Büyükanne'nin Yeri en adi yaratıklar olan şu sofu pireler için toplanma yerine dönüştürülmüş. | Open Subtitles | تحوّل مطعم (غراني) إلى خليّة نحل مؤقّتة لأحقر المخلوقات... البراغيث الصغيرة الورعة |