| Şuan Komiser Dryer'ın ofisinin önündeyiz, basın toplantısını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن في مكتب المفوض دراير ننتظر المؤتمر الصحفي الذي سيعقده المفوض |
| Bölgesi polis sözcüsü olarak, bu acil basın toplantısını yapmak istedim. Bir kriz halindeyiz. | Open Subtitles | . دعوت لهذا المؤتمر الصحفي الطارئ لدينا أزمة |
| Christine'in Kahire toplantısını hazırlıyorum da aklıma anlaşmayı garantileyecek bir fikir geldi. | Open Subtitles | أنا الإستعداد اجتماع القاهرة كريستين وكان لي الفكرة التي يمكن ابرام اتفاق. |
| Kabine toplantısını su altında yaptı. | TED | قام بعقد اجتماع مجلس الوزراء تحت الماء. |
| Annem haklı mı? Hastane toplantısını mı asıyorsun şimdi sen? | Open Subtitles | هل ما تقوله أمي صحيح أنك تتهرب من إجتماع المستشفى؟ |
| - Lütfen endişe etmeyi kes. - Genel kurul toplantısını erteleyebilirim. | Open Subtitles | . توقف عن القلق - . يمكننى إلغاء إجتماع المجلس - |
| Eyalet Polisi toplantısını burada yapmaktan onur duyuyoruz. | Open Subtitles | نحن فخورون بأستضافتنا .مؤتمر شرطة الولاية |
| Basın toplantısını burada yapacağım çünkü Christine Sullivan'ın katili burada, bu mahkemede yargılanacak. | Open Subtitles | ...... أنا أقيم هذا المؤتمر الصحفي هنا ، لأنه في هذا المكان ...... |
| Başkentte kıyafetlerim yağmurdan sırılsıklam olana kadar dolandım, pislik herifin çöpü çıkartmasını bekledim ve ülkenin ne kadar iyi olduğunu anlatacağı basın toplantısını yapınca ve refah nutukları başlayınca. | Open Subtitles | متسكعاً في العاصمة تحت المطر حتى تتبلل بضاعتي منتظراً ذلك الوغد ليرمي القمامة ويحضر المؤتمر الصحفي حول عظمة هذه الدولة |
| Gazete beni, Tampa'ya cuma günkü basın toplantısını izlemeye yolluyor. | Open Subtitles | الورقة يُرسلُني إلى تامبا لتَغْطية الجمعةِ المؤتمر الصحفي، |
| Bunu yapma. Dava kapandı. Basın toplantısını duydun. | Open Subtitles | لا، لا، لا تفعل هذا أقفلت القضية، سمعت المؤتمر الصحفي |
| Basın toplantısını bekletmeye ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعته بتأجيل المؤتمر الصحفي حتى صباح الغد |
| Evet beni iyi duymuşsun. Basın toplantısını ertelemek istiyorum. | Open Subtitles | أجل لقد سمعتني بشكل صحيح، أود تأجيل المؤتمر الصحفي |
| İlk dönemin yarısına doğru yaptığımız takım toplantısını hiç unutmam. | TED | ولن أنسى مطلقاً اجتماع الفريق الذي عُقد في منتصف موسمها الأول |
| Pazartesi günü olan kurul toplantısını iptal etmeyi unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسى أن إلغاء اجتماع مجلس يوم الاثنين. |
| Bu kararın alındığı aile toplantısını kaçırmış olmalıyım. | Open Subtitles | لا بد لي من قد غاب عن اجتماع الأسرة حيث تقرر كل هذا. |
| Çünkü sen bu sabah ki personel toplantısını kaçırdın. | Open Subtitles | لأنك تغيَّبتَ عن اجتماع العاملين الصباحي |
| İlk R.A. toplantısını kaçırdığın için aferin. | Open Subtitles | عمل جيد.. تفويت أول إجتماع للمستشارين المقيميين. |
| Dün yapılan bütçe toplantısını kaçırdığım için üzgünüm efendim Albay hastalandığında nasıl olur bilirsiniz. | Open Subtitles | آسف على تفويت إجتماع الميزانية بالأمس يا سيدي لكنك تعرف كيف هي الأمور عندما يمرض العقيد |
| Hayır, sabahki haber toplantısını kaçırdı, tüm bölüm editörleri başımın etini yiyip duruyor. | Open Subtitles | كلا لقد تخلفت عن إجتماع أنباء الصباح كل محرري القسم |
| Basın toplantısını sen değil... ben düzenlerim. | Open Subtitles | أنت لا تدعو لعقد مؤتمر صحافي، أنا أفعل ذلك |
| gerçekten bekledim. - Bunu açıklayabilirim. - Bölüm toplantısını kaçırdım. | Open Subtitles | . يمكنى تفسير هذا - . لقد فاتنى أجتماع مجلس الأدارة - |