| Bizler kaçakları toplarken, sen sürüye bakabilir misin? | Open Subtitles | بينما نجمع الشوارد , هل يمكنك أن ترعي القطيع ؟ |
| Pizza için para toplarken aç olmadığın söylüyor ve sonra üç dilim götürüyor. | Open Subtitles | كل مرة يقول انه ليس جائعاً عندما نجمع المال لشراء البيتزا, ثم يأكل تقريباً 3 شرائح |
| Sen, ben çamaşırları toplarken iç çamaşırı giyişimi seyreden garip adam mısın? | Open Subtitles | هل أنت الرجل الغريب الأطوار الذي يحب مراقبتي وانا اجمع ملابسي ؟ |
| Savaş alanında ruhları toplarken kimin kime hizmet ettiğini biliyordum... | Open Subtitles | عندما كنت اجمع الارواح في المعركة واعرف من خدم من |
| - Eh, sanırım yemekten sonra tabakları toplarken. | Open Subtitles | أفترض كان ذلك عندما كنت أجمع الأطباق بعد الوجبة |
| Rüzgâr saçlarını bir araya toplarken "İyi bari" diye düşündü. | Open Subtitles | "فكّرت أنّه أمر جيّد، حينما جمّعت الرياح شعرها." |
| - Boşanmanın etkisini ben daha valizimi toplarken üzerinden atmıştı. | Open Subtitles | لا،لا، هي تغلبت على الطلاق بينما أنا مازات أحزم أغراضي |
| Biz Hopper için tahıl toplarken... | Open Subtitles | بينما نجمع المحصول لاحتياجات الدبابير |
| Böylece, birkaç ay sonra bu küçük çıkıntıyı şu şekilde açık bir mesajla dünyaya sunduk: "Bu küçük çıkıntı ilginç ama sabit değil bu yüzden biz daha fazla veri toplarken gözünüz üzerinde olsun." | TED | اذاً بعد عدة شهور ، قدمنا عثرتنا الصغيرة للعالم مع رسالة واضحة : هذه العثرة الصغيرة مثيرة للإهتمام لكنها ليست حاسمة ، اذاً دعونا نبقي أعيننا عليها بينما نجمع المزيد من البيانات . |
| Bu yayı Locksley'de vergi toplarken bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذا الشئ عندما كنا . (نجمع المال في (لوكسلي |
| - Kanıt toplarken bizi izledi. | Open Subtitles | كان يشاهدنا ونحن نجمع الأدلة |
| - Çöp toplarken. | Open Subtitles | نجمع القمامة |
| İyi de niye turuncu tulumun içinde bira kutularını toplarken resmimi çekiyorlar? | Open Subtitles | لكن لِمَ يجب أن يلتقطوا صوراً لي وأنا اجمع زجاجات جعة ببدلة برتقالية؟ |
| "Guatemala'da kahve çekirdeği toplarken, hep taze kahve yapardık." | Open Subtitles | عندما كنت اجمع حبوب القهوه في جوانتناما |
| Bir gün çöp toplarken birlikte çalışmayı teklif ettiler. | Open Subtitles | كنت أجمع القمامة عندما جاؤوا لسؤالي أن أعمل معهم |
| Şirketim için yatırım toplarken bir risk sermayedarı bana, "Ashwini, bence birkaç milyon dolar toplayacaksın. | TED | عندما كنت أجمع استثمارات لشركتي الناشئة، قال لي مستثمر مُجازِف: "أشويني، أعتقد أنك ستجمعين بضعة ملايين من الدولارات. |
| Rüzgâr saçlarını bir araya toplarken "İyi bari" diye düşündü. | Open Subtitles | "فكّرت أنّه أمر جيّد، حينما جمّعت الرياح شعرها." |
| Eşyalarımı toplarken dairene geldin, halbuki gelmeyeceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | أنت جئت إلى بيتك بينما أحزم كل أغراضي بالرغم من أنني وعدتك ألا أتواجد هنا |
| Eşyaları toplarken masada unuttum. | Open Subtitles | لقد تركتها على الطاولة بينما كنت أحزم |