| Siz ikiniz, şu kum torbalarının arkasında konumlanın. | Open Subtitles | أنتم الإثنان, خُذوا أماكنكم وراء أكياس الرمل |
| Kesilmiş cesetler bu büyük çöp torbalarının içinde suya atılmış. | Open Subtitles | "هذه الجثث المبتورة تمّ حجبها بداخل أكياس القمامة السميكة هذه" |
| Kesilmiş cesetler bu büyük çöp torbalarının içinde suya atılmış. | Open Subtitles | "هذه الجثث المبتورة تمّ حجبها بداخل أكياس القمامة السميكة هذه" |
| Peki nasıl bir deha, bu kum torbalarının bir işe yarayacağını düşünür? | Open Subtitles | ما هو الفكر العبقري الذي ستفعله أكياس الرمل تلك؟ |
| O kan torbalarının bagajına nerden geldiğine göre değişir bu. | Open Subtitles | هذا مرهون بمصدر أكياس الدماء التي في صندوق سيارتك. |
| Brass'a göre, hastaneye gitmemiş, ve ceset torbalarının hiçbirinde yok. | Open Subtitles | وفقاً ل (براس) لم يتم نقله للمستشفى و ليس بأي من أكياس الجثث |
| Masuka çöp torbalarının içinde cesetlerin yanında mikroskobik yosunlar bulmuş. | Open Subtitles | وجد (ماسوكا) طحالب مجهرية داخل أكياس النفاية مع الجثث |
| Masuka çöp torbalarının içindeki cesetlerin yanında mikroskobik yosunlar bulmuş. | Open Subtitles | وجد (ماسوكا) طحالب مجهرية داخل أكياس النفاية مع الجثث |
| torbalarının koleksiyonunu yaparım da. | Open Subtitles | لأنني أجمع أكياس التسوق |
| Kesilen cesetler bu kocaman çöp torbalarının içinde suya atılmış. | Open Subtitles | -حُجبت هذه الجثث المبتورة" ..." "داخل أكياس القمامة هذه" |
| Orada, kum torbalarının önünde. | Open Subtitles | هناك ، أمام أكياس الرمل تلك |