| Ve öldüğümüzde, farklı çöp torbalarına bile konmamız gerekmiyor. | TED | وحين نموت، ليس علينا حتى أن نوجد في أكياس مهملات مختلفة. |
| ERVIS'i, toz torbalarına bağlı birçok temizleme tüpü olan devasa bir vakumlu temizleyici olarak hayal edin. | TED | فقط تخيل إيرفيس كأنها مكنسة كهربائية عملاقة مع العديد من أنابيب التنظيف الموصولين إلى العديد من أكياس الغبار. |
| İnsan parçalarını kürekle toplamak ve kum torbalarına istiflemek yoktu artık. | Open Subtitles | لا مزيد من القطع المتناثرة من أجسام الرجال والتخلّص منها فى أكياس الرمل |
| Oscar De La Hoya'daki antrenman kampında çalışıp kum torbalarına vururdum. | Open Subtitles | سأذهب لمركز تدريب الملاكم أوسكار دي لاهويا وسأقضي يومي أضرب وألاكم الأكياس الثقيلة. |
| İçeriye girmeden önce büyü torbalarına ya da şuna bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد من عدم وجود بعض الأكياس السحرية قبل الدخول .. أو هذا |
| Arabaya koyamadığımız her şeyi çöp torbalarına koyup havuza yerleştirdik. | Open Subtitles | كل ما لم نستطيع أدخاله في السيارة قمنا بلفه بأكياس القمامة وثم أغرقناه في المسبح |
| Şu anda kum torbalarına koymak için toprağı kazıyor olmalılar. | Open Subtitles | في هذا الوقت لابد انهم حفروا الخنادق وبدأوا بوضع اكياس الرمل |
| Hepsini kanıt torbalarına kazıyın ve yutmamaya özen gösterin. | Open Subtitles | إمسحوه كله في أكياس الأدلة و إحذروا أن تبتلعوه |
| Bavul bulamadım. Bütün eşyalarını çöp torbalarına koydum. | Open Subtitles | لم أستطع ان أجد حقائبك وضعت كل أشيائك في أكياس الزبالة |
| Kurbanlarını çöp torbalarına koyup yol kenarlarına atmasıyla tanınır. | Open Subtitles | لقد كانَ يعرف برمي ضحاياهُ في أكياس القمامة على طول جانب الطريق |
| Bir sabah, kum torbalarına yaslanmış, oturuyordum, olan biten pek bir şey yok, dalmışım, birden yüzümün yan tarafına doğru biraz kum geldi, yüzüme çarptı. | TED | ذات صباح كنت أتكئ على بعض أكياس الرمل لم يكن يحدث شيء، كان نوعا من السَرَحان بدأ بعض الرمل يتطاير على جانب وجهي، يضرب نوعًا ما جانب وجهي. |
| Evet. Kan torbalarına, sıvı fentanil enjekte edilmişti. | Open Subtitles | كانا يحقنان أكياس الدمــاء ، بـ"الفينتنال الســائل ". |
| Kum torbalarına gülen kimdi? | Open Subtitles | من يضحك على أكياس الرمل الآن ؟ |
| Sen arkadaşlarının çöp torbalarına dokunur musun? Evet. | Open Subtitles | هل تلاطف أكياس قمامة أصدقائك؟ |
| Oscar De La Hoya'daki antrenman kampında çalışıp kum torbalarına vururdum. | Open Subtitles | سأذهب لمركز تدريب الملاكم أوسكار دي لاهويا وسأقضي يومي أضرب وألاكم الأكياس الثقيلة. |
| İçeriye girmeden önce büyü torbalarına ya da şuna bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد من عدم وجود بعض الأكياس السحرية قبل الدخول .. أو هذا |
| Şu yeni kum torbalarına bak? | Open Subtitles | هل ترى الأكياس الثقيلة الجديدة ؟ |
| Peki siyah ceset torbalarına ne diyeceksin? | Open Subtitles | وما رأيك بأكياس الجثث السوداء؟ |
| Kısa süre içinde maçın kontrolünü biri eline alsa iyi olur yoksa yan çizgide ceset torbalarına ihtiyaç olacak. | Open Subtitles | والا سيحتاجون الى .اكياس الجثث على الخطوط الجانبية |
| Ölüm riski dışında. Silah kullanırsak ceset torbalarına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | الاسلحة تعني اكياس الجثث لهم ولنا |