| Bir sürü zırhlı çete elemanıyla çatışıp sağ çıkınca araba çarpması ya da LAE'de trafik cezası yazmak gibi. | Open Subtitles | يمكنكَ النجاة في معركة مع عشرات المسلحين من أفراد العصابات بإستثناء أن تصدمكَ سيّارة، بسبب مخالفة سرعة |
| Mevzu yeterince ciddi iken basit bir trafik cezası bile ölüm kalım meselesi olabilir. | Open Subtitles | عندما تكون المخاطر عالية كفاية مخالفة سرعة بسيطة من الممكن أن تصبح مسألة حياة أو موت |
| Tamam, adamın hiç sabıkası yok tamamen temiz trafik cezası bile yok. | Open Subtitles | اسمعي لا يوجد له سجل اجرامي , هو نظيف تماماً ولاحتى مخالفة مرور |
| Ben de tam onlara nasıI trafik cezası yazdığımı göstermek üzereydim. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أطلعها على كيفية صنع مخالفة مرور |
| Bu bir cinayet davası, trafik cezası değil. | Open Subtitles | تلك قضية قتل لا مخالفة مرورية ليس بوسعي القيام بذلك |
| Evet. trafik cezası yediğinde kim gülecek bakalım. | Open Subtitles | حسنٌ، سنرى من سيضحك حين ترتكب مخالفة مرورية. |
| Sevgili memur bey bana bir trafik cezası bile veremezsin. | Open Subtitles | عزيزي الشرطي انت حتى لا تستطيع اعطائي مخالفه مروريه |
| trafik cezası 50 Rand. | Open Subtitles | مخالفة المرور قيمتها 50 رانداً |
| trafik cezası bile yok. | Open Subtitles | ليس لديه مخالفة سرعة واحدة. |
| Yargıç Clemens'ın oğluna trafik cezası kestiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر عندما حررت مخالفة سرعة لإبن القاضي (كليمنز)؟ |
| 1962'den beri trafik cezası almadım. | Open Subtitles | لم ادفع مخالفة سرعة منذ 1962. |
| Bana trafik cezası mı keseceksin? | Open Subtitles | لما، أستحرر لي مخالفة سرعة ؟ |
| Bu kadının bir şiddet geçmişi yok kaydı yok, trafik cezası bile yememiş. | Open Subtitles | تلك المرأة ليس لديها أي سِجل عنيف لا بيانات ، و لا حتى مخالفة مرور |
| trafik cezası yok. | Open Subtitles | ليس لديه أي سجل اجرامي و لا حتى مخالفة مرور |
| Güzel kadınların trafik cezası yememesi gibi. | Open Subtitles | لا ترون أبداً إمرأة جذابة... تحصل على مخالفة مرور... |
| trafik cezası bile yok! | Open Subtitles | ولا حتى مخالفة مرور. |
| Bu tıpkı Los Angeles'ta bir polis tarafından durdurulup trafik cezası alacakken polisin arka koltuğa bir çanta marihuana atıp sonra da sizi uyuşturucu bulundurmaktan tutuklaması gibi olurdu. | TED | أنه مشابه لماقد يحصل لك أذا ما مثلاً وٌقفتم من أجل مخالفة مرورية في لوس أنجلوس حيث يرمي الشرطي كيس المروانا في مؤخرة سيارتك ثم يتهمك بحيازتها |
| Huzuru bozmak -ve bir trafik cezası. | Open Subtitles | - هذا تعكير صفو السلام العام - و مخالفة مرورية |
| Yanlış hatırlamıyorsam bir trafik cezası içindi. | Open Subtitles | كانت بسبب مخالفة مرورية على ما اتذكر |
| Turnbull'un trafik cezası bile yok. Bilemiyorum. | Open Subtitles | ترمبو ما كان لديه اكثر من مخالفه قياده |
| - trafik cezası bile yok. | Open Subtitles | - ولا حتى مخالفه مروريه - |