| trenle gitmelisin Frank. Fort Smith atla gitmek için çok uzak. | Open Subtitles | كان عليك ان تأخذ القطار يافرانك الرحلة لحصن سميث طويلة جدا |
| Şu saygın halinize bir bakın. Ama işe hala trenle gidiyorsunuz. | Open Subtitles | أنظرا لأنفسكما، بكلّ هذا الإحترام، وما زلتما تستقلان القطار للذهاب للعمل |
| Öğretmenimiz seni unutmuştu sen de trenle eve dönmek zorunda kalmıştın! | Open Subtitles | نسي معلمنا أمرك، ومن ثم كان عليك أخذ القطار إلى البيت |
| Bu öğleden sonra Paris'te olmak zorundayım. Yarın trenle döneceğim. | Open Subtitles | يجب أن أكون في باريس عصر اليوم سأعود بالقطار غدا |
| Bugün buraya trenle gelirken inanılmaz bir hikaye duydum. | TED | وقد سمعت اليوم قصة مثيرة جدا عندما كنت قادم بالقطار الى هنا |
| Deponun önünden trenle içeri dalarız ve ezilen ruhları yakalarız. | Open Subtitles | نقود قطار خلال المستودع و نمسك بجميع الأرواح من الأنقاض |
| trenle köye giderken bana bir hediye verdi: Coach marka kahverengi bir deri bozuk para cüzdanı. | TED | على القطار إلى البيت، قدمت لي هدية: محفظة نقود مع تقليم جلد بني من العلامة التجارية كوش. |
| Ülkenin üçte ikisi kadar yolu bu trenle 4 gün 3 gece sallanarak Arkansas'ın bataklığına götürüldük. | TED | قطعنا ثلثيَّ الطريق عبر البلد، نتأرجح في القطار لمدة أربعة أيام وثلاث ليال، متوجهين إلى مستنقعات أركنساس. |
| Kendi treniniz yerine bu trenle gidebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك المغادرة بهذا القطار بدلا عن قطارك |
| Sevgili Graham, o trenle ya da başka bir trenle gidersen Batum'a varmadan ölmüş olursun. | Open Subtitles | عزيزى جراهام, لو كنت سترحل على هذا القطار او على غيره ستكون ميتا قبل ان تصل الى باتومى |
| Gelemezdi... çünkü babam trenle son yolculuğuna çıkıyordu. | Open Subtitles | لم يظهر لأن القطار كان فى ذلك الوقت يغادر و أبى على متنه |
| - Ben de aynı trenle ayrılıyorum. - O zaman neden kalıyor? | Open Subtitles | أننى راحلة على نفس القطار الذى سترحلين فيه إذن لماذا يريد البقاء ؟ |
| Şimdi adamın dediği gibi o trenle şehir dışına binmekten hoşlanmıyorsun. Öyle mi? | Open Subtitles | الآن لمَ لا تفعل كما قال الرجل وتركب القطار مغادراً البلدة؟ |
| Bir sonraki trenle gidiyorsun. Şerifin, şehrin ve herkesin sahibi benim. | Open Subtitles | ستغادر علي القطار التالي مديرالشرطة تحت طوعي و هذه المدينة بكل رجالها |
| Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'ın Casablanca şehrine. | Open Subtitles | ثم بالقطار أو السيارة أو مشياً، عبر شمال أفريقيا، إلى الدار البيضاء في المغرب الفرنسية |
| Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'ın Casablanca şehrine. | Open Subtitles | ثم بالقطار أو السيارة أو مشياً، عبر شمال أفريقيا، إلى الدار البيضاء في المغرب الفرنسية |
| - Ya da onu istasyona götürüp- - trenle göndeririz. | Open Subtitles | نحن سنأخذها إلى المحطة ونرسلها خارجا بالقطار |
| trenle sadece üç saat olmasına rağmen buraya bile gelmemi istemedi. | Open Subtitles | حتى أنها لم تكن تريد قدومي إلى هنا بالرغم أنها تبعد 3 ساعات فقط بالقطار |
| Bir sosyal hizmet görevlisi sen ve kardeşini Jacksonville'den trenle getirmişti. | Open Subtitles | موظّفٌ اجتماعيّ أتى بكِ و بشقيقتكِ مِن ''جاكسونفيل'' على متن قطار. |
| Anneni arayacaksın ve, ...ona ilk trenle eve döndüğünü söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستتصل بأمك وتخبرها أنك ستصعد في أقرب قطار إلى المنزل |
| Oraya gemiyle, ya da trenle gidilmez. | Open Subtitles | هو ليس بالمكان الذي يمكن أن تصل إليه عن طريق قارب أو قطار |
| Bir kısmı karayolundan, bir kısmı trenle, bir kısmı da tarlalardan kaçacak. | Open Subtitles | حسناً , البعض على الطريق , البعض على القطارات البعض عبر البلاد |
| Belki de paranı hak etmek için tek yapacağın bir süre oyalanıp, sonra da başka bir trenle geri dönmek. | Open Subtitles | ربما ستنال اجرجك لتتسكع هنا وهناك لفترة من الوقت وتعود بعدها بقطار آخر |
| Uçakla, trenle, hep hareket halinde! | Open Subtitles | طائرات ، قطارات ، دائما يجرى |
| trenle gidiyoruz. | Open Subtitles | سنسافِر في القِطار. |
| Geçen bahar, trenle Madrid'e gidiyordum. | Open Subtitles | في الربيع الماضي كنت أستقلّ قطاراً لمدريد |
| - trenle dönersin, daha güvenli olur. | Open Subtitles | تستقل قطارا للعودة، أكثر أمنا |