| Ama bu kesinlikle şimdiye kadar keşfedilmiş olan açık deniz balıklarının en tuhafı olmalı. | Open Subtitles | لكن هذه , بالتأكيد قد تكون أغرب أسماك الأعماق التي قد تم اكتشافها |
| En tuhafı. Ama yine de Lakewood'daki en güvenli yer. | Open Subtitles | أغرب شيء، ومع فإنه أيضاً آآمن مكان في "لايك وود". |
| İşin tuhafı ise, artık onları giyemiyorum. İçlerinde pişiyorum. | Open Subtitles | المضحك أنني لا أستطيع أن ألبسها، أشعر بحر شديد |
| İşin tuhafı, ona ancak yıllar sonra Robert'ten söz ettim. | Open Subtitles | المضحك أنني أخبرتها عن روبرت بعد سنوات فقط |
| İşin daha da tuhafı Danny'ye benziyordu. | Open Subtitles | أتعرف ما هو الشيء الأغرب ؟ لقد كان يشبه داني ، صحيح ؟ جوي |
| Arkadaşların ne kadar kısa olduğumu görmesinler. Ha-ha! Senden tuhafı yok! | Open Subtitles | لا أريد من أصدقائك أن يعرفوا كم أنا قصيرة أنتِ الأغرب - إنه سر - |
| En tuhafı genellikle insanları yazdıkları şeylerden tahmin edemem. | Open Subtitles | أغرب ما في الأمر... هو أنني عادة أستطيع أن أتخيل شكل الشخص من طريقة كتابته |
| İşin tuhafı, hepimizin buradan gitmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | - نعم، لقد فعلت - وكان أغرب شيئ بالنسبة لي "قولها لي " علينا جميعا أن نغادر المكان |
| En tuhafı da ne biliyor musun? | Open Subtitles | كان أغرب شيء في العالم |
| Ama en tuhafı bu değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس أغرب جزء. |
| En tuhafı da ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتريدين معرفة أغرب جزء؟ |
| # Ama benim damadım en tuhafı içlerindeki | Open Subtitles | # ! لكن لم أرَ أغرب من عريسي الآتي # |
| En tuhafı da, göreve ilk gönderildiğinde bir baktım aynı albümleri çalıyorum. | Open Subtitles | المضحك هو، المرة الاولى التى تم ترحيله فيها، وجدت نفس اشغل نفس الالبوم |
| İşin tuhafı, başta benim arkadaşımdı ama artık onu hiç görmüyorum. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو انه كان صديقي أولا، ولكن الآن أنا لا أراه أو هيلي ايضاً |
| Ama işin tuhafı, hiç umurumda değil. | Open Subtitles | ولكن الشئ المضحك,هو اننى لا اهتم |
| Ve en tuhafı sonunda durumu karıma söyledim. | Open Subtitles | والأمر المضحك حقاً... هو أنّني أخبرتُ زوجتي في نهايةِ المطاف على أيّةِ حال |
| İşin tuhafı etrafta hiç muhabire rastlamadım. | Open Subtitles | والأمر المضحك, لم ارى أي (من مراسلي (يو بي ان |
| Daha da tuhafı sadece balık değil. | Open Subtitles | ولكن الأغرب أنه ليس فقط سمك |
| En tuhafı. | Open Subtitles | rlm; إنه الأغرب. |