| Kendisine zarar vereceğini anlayana kadar seni yanında tutacaktır. | Open Subtitles | سيبقيك مقرباً إليه إلى أن يدرك أن طبيعتك لن تسبب له سوى الأذى. |
| Aslında umutluyum, seni belâdan uzak tutacaktır o. | Open Subtitles | آمل أنه سيبقيك بعيداً عن المشاكل |
| Bu seni iyi ve rahat tutacaktır. | Open Subtitles | هذا ما سيبقيك رائعة ومرتاحة |
| Dediğini yap. Seni hapisten uzak tutacaktır. | Open Subtitles | إفعلي ما يقوله وسوف يبقيكِ بعيدة عن السجن |
| Dediğini yap. Seni hapisten uzak tutacaktır. | Open Subtitles | إفعلي ما يقوله وسوف يبقيكِ بعيدة عن السجن |
| Yalnızca onunla konuş. Seni güvende tutacaktır, tamam mı? | Open Subtitles | أجل ، تحدّثي إليه فقط وسوف يبقيكِ بأمان ، حسناً؟ |
| Engeli geçene kadar akıntı onu dipte tutacaktır. | Open Subtitles | التيار سيبقيه بالأسفل حتـّى يعبر السد |
| Bu ufaklık seni güvende tutacaktır. | Open Subtitles | هذا الصغير سيبقيك بأمان |
| Yeni evinde seni güvende tutacaktır. | Open Subtitles | سيبقيك في أمان في بيتك الجديد |
| Bu seni hayatta tutacaktır. | Open Subtitles | سيبقيك هذا حياً. |
| Kendini sarıp sarmaladığı saçmalıkları onu sıcak tutacaktır. | Open Subtitles | هرائه سيبقيه دافئاً |