| Ve kendime aynada baktım ve bir tutam beyaz saçım vardı. | TED | و نظرت إلى نفسي في المرآة، حيث كان لديا خصلة من الشعر الرمادي. |
| Erkekler bir tutam saç için kuaförüne para veriyordu. | Open Subtitles | قام الرجال برشوة مصفف شعرها ليحصلون على خصلة منه. |
| Mektupla annesine göndermek için, Dick'in bir tutam saçını kestim. | Open Subtitles | "لقد أرفقت خصلة من شعر "ديـك مع خطاب إلى والدته |
| Belki bir tutam tarhun olsaydı birinci olurdu. | Open Subtitles | حسناً لربما لو كان به رشة تاريجون لكان قد فاز |
| Şimdi son olarak bir tutam gümüş kırpıntısı. | Open Subtitles | و الاَن، اللمسة الأخيرة، رشة من نجارة الفضة |
| Hepsine de bir tutam anneanne sevgisi kattım. | Open Subtitles | وكلّها معها رشّة صحية مع حبّ الجدة الأم. |
| Bir tutam daha olursa anahtarları atacaklar. | Open Subtitles | قرصة واحدة و هم سَيَرْمونَ المفاتيح |
| Takım çalışması yapmalıyız. Buraya gel, eline bir tutam al ve sokuşturmaya başla. | Open Subtitles | يجب أن نعمل كفريق ، إدخل هنا خذ حفنة ، وإبدء في الحشو |
| Mektupla annesine göndermek için Dick'in bir tutam saçını kestim. | Open Subtitles | "لقد أرفقت خصلة من شعر "ديـك مع خطاب إلى والدته |
| Giysilerinden bir parça, bir tutam saçı ya da ayakkabısının teki lâzım bana. | Open Subtitles | احتاج الى قطعه من ملابسه أو خصلة من شعره أو حذاء. |
| Kellesi yeni kesilmiş bir Kızılderili'den bir tutam saç. 25 sent. | Open Subtitles | خصلة شعر من رأس هندي قطع مؤخراً 25 سنتاً |
| Kim dışarı çıkıp bir tutam saç koparmak ister? | Open Subtitles | حسناً ,ومن سيذهب للخارج ويسحب خصلة من شعره؟ |
| Ona ait olduğuna inandığımız bir tutam saç bulduğum için soruyorum. | Open Subtitles | أنا أسئلك ذلك لأنني وجدت خصلة شعر وأعتقد أنها لها |
| Aynı bir berberin zemininden bir tutam saç almak gibi. | Open Subtitles | إنها أشبه بأخذ خصلة شعر من أرضية صالون الحلاقة . |
| Koca Ayak'ın bir tutam postu için onu kandırıp 300 dolar kazıklayan internet dolandırıcıları gibisin. | Open Subtitles | فأنتِ كهؤلاء المخادعون عبر الإنترنت الذين خدعوه ليدفع 300 دولار ثمن خصلة من فرو ذي القدم الكبيرة |
| Beş yemek kaşığı şeker bir tutam vanilyalı votka ve tamam. | Open Subtitles | خمس ملاعق من السكر و رشة من فودكا الفانيلا وتكون قد انتهيت |
| Küba usulü harmanlanmış, buğulanmış süt, iki şeker ve bir tutam hindistan cevizi. | Open Subtitles | مخلوط كوبي , حليب مبخر ملعقتي سكر , رشة من جوز الطيب |
| Hayır, bu çeşitli metabolik arttırıcılar Goril testosteronu ve hatta bir tutam nane kullanılarak üretildi. | Open Subtitles | هذا مصنوع من معززات أيضية متعددة هرمون التستسرون للغوريلا و حتى رشة من النعناع |
| Biliyor musun, her zaman harika hikayelerin bir tutam sihre ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | القصّة العظيمة تحتاج دائماً إلى رشّة مِن السحر |
| İki şeker, bir krema ve sadece bir tutam, yani bir tutam fındık istiyorum. | Open Subtitles | أريد ملعقتين سكر، ملعقة قشدة وفقط رشّة، وأنا أعني رشّة من البندق! |
| Biraz daha mayonez, bir tutam kırmızı biber. | Open Subtitles | المايونيز أكثر بعض الشيء، a قرصة الفلفل الأحمرِ. |
| Bir miktar ispirto, bir tutam esrar, azıcık redbull. | Open Subtitles | كحول إيثلية مع حفنة من الحشيش و قليل من مشروب الطاقة |
| Tam da tutam Şehri'ne giriyordum. | Open Subtitles | أنا كنتُ على وشك الدخول في مدينة الرش |
| kaynamış bezir yağı, bir tutam petek reçinesi, ve bir tutam da paraffin. | Open Subtitles | زيت الكتان المغلي، وقليل من شمع العسل، وجرعة صغيرة جداً من النفط الأبيض. |