| Bu, belki de tüm bu koşulları bir arada tutan etken. | TED | ربما يكون هذا هو الغراء الذي يحمل كل هذه الشروط معًا |
| Beni burada tutan senin halin değil Peg,... ..benim halim. | Open Subtitles | وليس مظهرك أن يبقي لي هنا، الوتد. ومن الألغام. |
| Tekila bardağını tutan elimi mi diyorsun, Küba purosunu tutanı mı? | Open Subtitles | أتقصدين اليد التي تحمل البندقية أو اليد التي تحمل السيجار الكوبي؟ |
| Çektiğim bu fotoğraf, ağını bir saat boyunca sürüdükten sonra yakaladığı karidesleri tutan bu balıkçıya ait. | TED | هذه الصورة لصياد يمسك الروبيان الذي اصطاده بعد ساعة من سحب شبكته |
| Fakat uzun zamandır buradasın, bu seni burada tutan bir şeyin olabileceğini düşündürüyor, annenin bilmesi gereken bir şeyin. | Open Subtitles | ولكنك هنا منذ فترة طويلة هذا يجعلني أفكر بأن شيء ما يبقيك هنا شيء ما تريد أن تعرفه أمك |
| Beni bir arada tutan tek şey o negatif enerji. | Open Subtitles | الشّيء الوحيد الّذي يبقيني على قيد الحياة هي طاقتي السّلبيّة. |
| Ya da babam sana onu bütün gece dışarıda tutan davayı anlatmıştır. | Open Subtitles | أو ربّما أبي أخبرك بشأن القضية. وهذا ما يبقيه خارجاً طوال اللّيل، |
| Daha iyisini yapabileceksen, seni tutan yok. | Open Subtitles | لا أحد يمنعك من تبديل السائق إن لم تكن راضياً |
| Evlatlarını yanında tutan Tanrım önünde diz çöküyorum. | Open Subtitles | رباه يا من تبقي أطفالك قريبين انظر لمن يركع هنا |
| Kilicini son tutan adam, ugruna savasacak baska bir kraliçe bulsun. | Open Subtitles | أخر من يحمل سيفه بوسعه البحث عن ملكة أخرى ليقاتل لها. |
| Belki de el fenerini tutan kişi ağır astımlı biri olmalı, ne dersin? | Open Subtitles | ربما المصاب بالربو الحاد يجب أن يكون الشخص الذى يحمل الضوء الكاشف ؟ |
| Kılıcını son tutan adam, uğruna savaşacak başka bir kraliçe bulsun. | Open Subtitles | أخر من يحمل سيفه بوسعه البحث عن ملكة أخرى ليقاتل لها. |
| Sanırım beton, taş ve çeliğin dışında bu binayı ayakta tutan başka birşey daha var. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شيء آخر هنا بجانب الأسمنت والأحجار والفولاذ، شيء يبقي هذا المكان متماسكاً. |
| Sence geçidi açık tutan aracın vericisi mi? | Open Subtitles | تعتقدي أن جهاز الإرسال في الطائرة هو ما يبقي البوابة مفتوحة؟ |
| İyi ki, Dae Woong'un hayatını içinde tutan boncuğumu çıkardım. | Open Subtitles | من الجيد انني اخذت الخرزه اللتى تحمل حياة داي وونغ |
| Ben bir türlü yolun ortasında elinde kurbağa tutan şu kızı düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | لم أستطع التوقف عن التفكير بتلك الفتاة التي تحمل علجوماً في وسكط الطريق |
| Yanında da elini tutan küçük bir çocuk var. | Open Subtitles | متهدلا على كتفيك ، و هناك صبى صغير يمسك بيدك |
| Seni hapiste tutan ben değilim. Kanun seni hapiste tutuyor. | Open Subtitles | أنا لا أبقيكَ في السجن بل القانون ما يبقيك بالسجن |
| Ve beni hayatta tutan bilgileri vermeden önce çok uzun süre acı çekeceğim. | Open Subtitles | وسأتحمل الكثير من الألم لمدة طويــلة قبل أن أخبرك بالمعلومة ذلك يبقيني حية. |
| Derken Zephyr'i Donanma'da tutan son şey de yok oluverdi. | Open Subtitles | وبعد ذلك الشيئ الوحيد الذى كان .يبقيه فى البحريه تدمر |
| Daha iyisini yapabileceksen, seni tutan yok. | Open Subtitles | لا أحد يمنعك من تبديل السائق إن لم تكن راضياً |
| Eski hücrelerde onu burada tutan bir şey var bence. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئاً في الزنزانة تبقي روحه |
| Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
| Suyu çok temiz tutan ve %100 geri dönüştüren bir filtreleme sistemine güvenecekler. | TED | سوف يعتمدون على نظام تنقية يحافظ على المياه نظيفة دائما. ويسمح باسترجاعها بنسبة مئة في المئة. |
| Bu kökler toprağı sımsıkı tutan bir örgü oluşturuyor. | TED | تشكل هذه الجذور شبكة، تمسك بالتربة بشدة. |
| Yıldızları ve gezegenleri görebiliriz, fakat onları ayrı tutan veya birleştiren şeyi göremeyiz. | TED | بإمكاننا رؤية النجوم والكواكب, لكن لا يمكننا رؤية ما يبقيها متباعدة أو ما يجمعها معاً. |
| Onları bir arada tutan tek şey... birbirlerine yönelttikleri suçlama ve serzenişler. | Open Subtitles | فالشيء الوحيد الذي يجمع بينهم جميعا هو الهزائم والاحباطات التي يتلوها كل منهم على الآخر |
| Ama sosis ekmeğimizi Taze ve saf tutan da bu | Open Subtitles | لكن هذه هي الطريقة التي تحافظ على كعكنا طازجًا ونقيًا |