| Erkeklerde ruh yok, kadınlarda da Tutarlılık. | Open Subtitles | الرجال لا يمتلكون الروح, و النساء لا يمتلكن الثبات |
| - Cesetleri bıraktığı yerlerin Tutarlılık ve yöntemi bize onun tanınmayan veya kurbanları arasında teşhis edilebilir bir bağlantısı olmadığını anlatıyor ve adeta dua mesajı pozisyonuyla onların bulunmasını istiyor. | Open Subtitles | الثبات في أمكنة رمي الجثث و المنهجية المتبعة تشير إلى انه لا يملك أي صلة معروفة مع الضحايا |
| Bilirsiniz, ün dediğimiz şey güven, Tutarlılık ve şeffaflık üzerine kuruludur. | TED | تٌبنى على الثقة الثبات والشفافية |
| Tutarlılık dediğin nedir? | Open Subtitles | مالذي تعنيه بمعتدله |
| Tutarlılık dediğin nedir? | Open Subtitles | مالذي تعنيه بمعتدله |
| - Bu bir Tutarlılık. - Bunu araştırmıştık. Uymuyor. | Open Subtitles | ـ وهذا هو التطابق في الجرائم ـ لقد تفقدنا ذلك، لكنه لا يدعم تحقيقاتنا |
| Sosyal psikolog Serge Moscovici tarafından öne sürülen azınlık etkisi teorisine göre zaman içerisinde eğer Tutarlılık varsa, küçük sayılarda bile olsa değişim ortaya çıkabilir. | TED | نظرية تأثير الأقلية أقترحت من قبل عالم النفس الإجتماعي سيرجي موسكيفيكي قائلا حتى في المجموعات الصغيرة عند توفر الثبات مع مرور الزمن فإن التغيير قابل للحدوث. |
| Tutarlılık tüm iyi şeflerin sahip olmak için uğraştığı bir konu. | Open Subtitles | الثبات هو ما يسعى إليه كل طاهي. |
| Tutarlılık demek istedin sanırım. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تعني "الثبات على مبدأ" |
| Tutarlılık göstermemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نعكس صورة الثبات. |
| Birinci Tutarlılık. | Open Subtitles | التطابق الأول : |
| İkinci Tutarlılık. | Open Subtitles | التطابق الثاني : |