| Dişleriyle nefes alma borularını açık tutarlar. | Open Subtitles | و يبقون على منفذهم الهوائي مفتوحا بواسطة أسنانهم |
| Tehlike olduğunu düşündüklerinde herkesi bulundukları yerde tutarlar. | Open Subtitles | اذا كان الرئيس بخطر, فهم يبقون الجميع باماكنهم |
| Merak etme, onlar polisleri iyi huylu tutarlar. | Open Subtitles | لا تقلق لانهم سيبقون الشرطة هادئين |
| Ama fazladan para verirsek, onu burada sonsuza dek tutarlar. | Open Subtitles | لكن إن إعطيناهم شيء إضافي، قد يبقونه هنا إلى الأبد |
| Benim gibi adamları tutarlar. Denetleyicileri. | Open Subtitles | لهذا هم يستأجرون أشخاصًا مثلي، المساعدون |
| Hiç değilse artık ağızlarını sıkı tutarlar. | Open Subtitles | الان, على الاقل سوف يحافظون على فمهم مغلق . لقد رأوا وجهة نظرى |
| - En az bir gün tutarlar demiştim. | Open Subtitles | -ظننت أنهم في العادة يبقونك ليوم عالأقل |
| Bir ayyaşı tutarlar mı, işi bitmiş birini? | Open Subtitles | لن يحدث شيئ - حقاً؟ أتعتقد أنهم سيستأجرون سكيراً؟ - |
| Beni tuttukları nedenden dolayı seni de burada tutarlar. | Open Subtitles | سيبقونك هنا من أجل السبب ذاته الذي يبقونني هنا من أجله |
| Naziktirler, bölgeyi temiz tutarlar, Geceleri müziğin sesini açmazlar. | Open Subtitles | إنهم مؤدّبون، يبقون العشب مشذب وهم لا يشغّلون الموسيقى في الليل |
| Genelde bu şeyin derecesini düşük tutarlar. | Open Subtitles | في المعتاد يبقون هذا الشئ .على مستوى منخفض |
| Bir şeyler yaşayana dek bunları içlerinde tutarlar. | Open Subtitles | إنهم يبقون هذه الأمور حبيسة بصدورهم، حتى يحل مكروه ما. |
| Çoğu insan, özellikle burada... kalplerini saklı tutarlar. | Open Subtitles | ...معظم الناس، خصوصا هنا .يبقون قلوبهم مخفية |
| Merak etme, onlar polisleri iyi huylu tutarlar. | Open Subtitles | لا تقلق لانهم سيبقون الشرطة هادئين |
| Ama Steve'i en fazla bir gece tutarlar. | Open Subtitles | ولكني أظن أنهم سيبقون ستيف لليلة فقط |
| Kusura bakma. Bazen gönüllerini hoş etmeden önce odada tutarlar. | Open Subtitles | آسفة، إنهم أحياناً يبقونه هناك قبل أن يُضايق |
| - Biri ölüyor olabilir. - Ben gelene kadar hemşireler hayatta tutarlar. | Open Subtitles | ربما أحدهم يحتضر- سوف يبقونه الممرضات حيا - |
| Acıyı yeteri kadar hissetmen için seni hayatta tutarlar. | Open Subtitles | يبقونه على قيد الحياة ليستشعر الآلام |
| İnsanlar binlerce yıldır kiralık katil tutarlar. | Open Subtitles | الناس يستأجرون القتلة منذ آلاف السنوات |
| Bu yüzden gençleri tutarlar. | Open Subtitles | لهذا يستأجرون المراهقات. |
| Çünkü bu olay olduğunda büyümüş adam olmuştum ve büyümüş adamlar sözlerini tutarlar. | Open Subtitles | لأني كنت رجل بالغ, عندما حدث ذلك والرجال البالغون يحافظون على كلامهم |
| Ve sözlerini hep tutarlar. | Open Subtitles | ودائما ما يحافظون على وعودهم |
| - En az bir gün tutarlar demiştim. | Open Subtitles | -ظننت أنهم في العادة يبقونك ليوم عالأقل |
| Bir ayyaşı tutarlar mı, işi bitmiş birini? | Open Subtitles | أتعتقد أنهم سيستأجرون سكيراً؟ - |
| Beni tuttukları gibi seni de tutarlar. | Open Subtitles | سيبقونك هنا لنفس سبب بقائنا هنا |