| Tutuklamaya karşı gelmekten. Silah balistikte. | Open Subtitles | مقاومة الاعتقال المسدس عندنا قسم المقذوفات |
| "Edgar Potter, 302, Tutuklamaya karşı koyma." | Open Subtitles | ادغر بوتر .302 مقاومة الاعتقال |
| Tutuklamaya karşı gelme, 40 yıl. | Open Subtitles | مقاومة الاعتقال عشرون سنة |
| Silahlı soygun, cinayete teşebbüs ve Tutuklamaya karşı koydu. | Open Subtitles | سارق مسلح، محاولة جريمة مقاومة اعتقال |
| Bir kez, Tutuklamaya karşı gelme. | Open Subtitles | تهمة واحدة، مقاومة اعتقال |
| Yaptıkların aslında, yasadışı uyuşturucu bulundurmayı ve Tutuklamaya karşı koymayı açıklıyor. | Open Subtitles | واقع أنك أنت يفسر الحيازة غير الشرعية للمخدرات و مقاومة الإعتقال |
| Polis olduğunu söyleyen memura saldırı, Tutuklamaya karşı koyma, mülke zarar. | Open Subtitles | و الإعتداء و ضربهما و مقاومة الإعتقال و تدمير الممتلكات |
| Tutuklamaya karşı geldi. | Open Subtitles | هو قاوم الإعتقال. |
| Tutuklamaya karşı koydu mu? | Open Subtitles | إذاً، هل قاوم الإعتقال ؟ |
| Belki öyle. Ama Lou, Tutuklamaya karşı koyduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ربما، ولكن قال (لو) إنك حاولت مقاومة الاعتقال. |
| Tutuklamaya karşı gelmekten içeri alın. | Open Subtitles | أطيحوا به على مقاومة اعتقال |
| - Tutuklamaya karşı gelmek deriz sadece. | Open Subtitles | -ونسميه مقاومة اعتقال |
| - Tutuklamaya karşı koymak. - Kahretsin! Benim hatam değil! | Open Subtitles | مقاومة الإعتقال تبا هذا ليس خطأى |
| - Tutuklamaya karşı koymak. - Kahretsin! Benim hatam değil! | Open Subtitles | مقاومة الإعتقال تبا هذا ليس خطأى |
| Tutuklamaya karşı geldi ve bize saldırdı. | Open Subtitles | لقد قاوم الإعتقال تهجم علينا |
| - Tutuklamaya karşı koydu. | Open Subtitles | -لقد قاوم الإعتقال |