| Tuvalette olduğun sürece, senin için üç farklı tuvalet kağıdı koydum. | Open Subtitles | طالما أنتَ في الحمّام، تركتُ ثلاث أنواعٍ من ورق الحمام هناك. |
| Kalem, kahve filtresi, tuvalet kağıdı ve bir keresinde, tepegöz ve bir halı. | Open Subtitles | الأقلام، فلاتر القهوة، ورق الحمام و لمرة واحدة جهاز بروجكتر و لفة سجاد |
| Babanın yeni icatları var. Katlanabilir tuvalet kağıdı. | Open Subtitles | ولدى والدك اختراعات جديدة يعمل عليها ورق حمام قابل للتقليب |
| - Genelde tuvalet kağıdı atıp, kaçarlardı ama bunu yapanlar, işlerini biliyormuş! | Open Subtitles | لو كنت أستخدمت ورق التواليت كان سيبدو أفضل لكن مادمت قمت بهذا |
| tuvalet kağıdı, ne halt istersen. Sadece beni rahat bırak! | Open Subtitles | نعم ورق المرحاض والانف,فقط اتركيني وشأني |
| Pekala. Ama bu şimdiye kadar kullandığım en iyi tuvalet kağıdı olsa iyi olur! | Open Subtitles | لا بأس ، لكن يجدر بهذا أن يكون أفضل ورق مرحاض اشتريته |
| Macro Mart'ta kağıt havlu, tuvalet kağıdı, plastik bardak, kağıt tabak var. | Open Subtitles | مممم ماركو مارت لديه مناديل ورقية ورق تواليت أكواب بلاستيكية , أطباق زجاجية |
| Ayda bir adet sabun ve iki rulo tuvalet kağıdı. | Open Subtitles | سوف تستعمل صابونة واحدة ولفتان من ورق الحمام لشهر |
| Eve birsürü tuvalet kağıdı götürüyor. | Open Subtitles | إنه يستعمل ورق الحمام كثيرا لأنه مليء بالأوساخ |
| Yalancılar, tuvalet kağıdı hakkında mızmızlanıyordunuz. | Open Subtitles | أنتمتكذبون، لقد كنتم تشتكون من ورق الحمام |
| Biri bana tuvalet kağıdı veya başka bir şey get... | Open Subtitles | هل يستطيع احدكم ان يعطيني ورق حمام او ربما |
| Banyoda tuvalet kağıdı yoktu ve biraz su aldım. | Open Subtitles | ماذا تفعل فى المطبخ ؟ , لا يوجد ورق حمام فى الحمام . فاتيت هنا لاحضر ماء |
| Ve eğer siliyorsanız, tuvalet kağıdı kullanıyorsunuz ya da bunun mevcut olmadığı bazı yerlerde, gazete kağıdı, paçavra ya da mısır yaprağı kullanıyorsunuz. | TED | وإذا كنتم تستخدمون المساحة، ومن ثم ورق التواليت أو، في بعض مناطق العالم حيث أنه غير متوفر، صحيفة أو الخرق أو عرنوس الذرة. |
| Biliyor musun, iyi bir miktar tuvalet kağıdı aldım. | Open Subtitles | هل تعرف ماذا لدى ؟ لدى شحنة من ورق التواليت |
| Seni o kadar uzağa göndereceğim ki tuvalet kağıdı ve diet kola gibi lükslerin ancak rüyalarında var olacak. | Open Subtitles | سأرسلك بعيدا جدا هذه الرفاهيات مثل ورق المرحاض والكوكا قليلة السكر سيكون كام كان حلم بعيد عنكى |
| Sonra, Sam amca kıçını kalitelisiyle silerken neden Krakozhialıların ucuz tuvalet kağıdı kuyruğunda beklediğini anlarsın. | Open Subtitles | ثمّ ستعرف لماذا القراقوزيون ينتظرون في الطابور من أجل ورق مرحاض رخيص بينما يمسح العمّ سام مؤخرته بمناديل ذات طيتين |
| Tuvalete tuvalet kağıdı koymak çok mu zor? | Open Subtitles | هل من الصعب أن يضعوا ورق تواليت في الحمام؟ |
| tuvalet kağıdı hayatım boyunca hiç değişmedi? | Open Subtitles | هل تدركين أن المناديل الورقية لم تتغير طوال عمري؟ |
| Neyse, kendimi buraya 50 yıl boyunca yetecek yemek, 50 yıl yetecek Tuvalet kâğıdı ve 50 yıllık kokainle kapattım ama her nasılsa 10. yılın sonuna doğru tükendi. | Open Subtitles | بأي حال أغلقت الباب علي هنا مع مؤونة 50 عام من الطعام و مناديل الحمام و 50 عام من الكوكايين و الذي أنهيته بطريقة ما خلال 10 سنوات |
| tuvalet kağıdı rulolarından, kürdanlardan ve plastik kaşıklardan yelkeni de yara kabuğu ve dinamitten yapılma. | Open Subtitles | إنه مصنوع من لفائف مناديل المرحاض وعيدان الأسنان والأشواك البلاستيكية والشراع مصنوع من قشور الجروح والديناميت |
| O zaman tuvalet kağıdı çalınmış, ben de şikayette bulunmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ورق المراحيض سرق اذاً أود تقديم شكوى |
| tuvalet kağıdı ya da piliç, emin değilim. | Open Subtitles | ورق حمامات أو دجاج , لست متأكدة |
| Kaliteli tuvalet kağıdı almasının sebebi anlaşıldı. | Open Subtitles | هذا سبب حصوله على ورق حمّام من النوع الجيّد. |
| Çöreğe yapışmış tuvalet kağıdı var mı? Bizler yetişkiniz? ! | Open Subtitles | هل يوجد مناديل حمام ملتصقة بمؤخرتي اين الكِبـــــــــار؟ |
| Sevinmenize sevindim, ama tuvalet kağıdı yerine üç deniz kabuğunun durduğu bir raf var. | Open Subtitles | أنا مسرور لأنّكم سعداء لكن بدلاً من أوراق المرحاض لديكم رفّ مع 3 أصداف |
| tuvalet kağıdı de. | Open Subtitles | قولي تواليت بيبر |