| Kehanete göre uçabilen bir çocuk. | Open Subtitles | الفتى الذي تتكلم عنه النبوءة، يمكنه الطيران. |
| Elimde uçabilen bir insan bebeği olsa bunu basına anlatmazdım. | Open Subtitles | إن كان لديّ رضيع بشري يمكنه الطيران فلن أخبر الصحافة عنه |
| Evet, yarasa gibi uçabilen bir insan. Al. | Open Subtitles | أجل، بشري يمكنه الطيران كخفاش. |
| uçabilen bir shinobi hiç duymamıştım. | Open Subtitles | لم أسمع أبداً بننجا يستطيع الطيران |
| uçabilen bir çocukla çıktığım için bana çok sıkıntı çektirmişti. | Open Subtitles | -لقد لامني كثيراً لمواعدتي لشاب يستطيع الطيران |
| uçabilen bir çocuk o. | Open Subtitles | أنه الفتى الذي يستطيع الطيران |
| Bir de uçabilen bir şeymişsin gibi düşün. | Open Subtitles | وفكر بأنك شيء يمكنه الطيران.. |
| Yani.... ...uçabilen bir fizikçi. | Open Subtitles | لذا... فيزيائي يمكنه الطيران |