| -Böyle bir şeyin olacağını düşünemezdim. -umarım, O sürtükden, ona uçuk geçer. | Open Subtitles | لم افكر ان هذا سيحدث اتمنى ان يأتي ذلك العاهر مرض الهربس |
| Ve, Dorothy, sen uçuk istedin, ama küçük,senin de bildiğin gibi sen de hep uçuk vardı. | Open Subtitles | دورثي .. أنتِ أردتي الهربس لكن صغيرتي هل كنتي تعلمين أن لديك مرض الهربس طوال الوقت |
| Bu şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en büyük su toplamış uçuk. | Open Subtitles | ذلكَ أكبر عقاب من القوباء رآيتهُ في حياتي. |
| Affedersiniz. Şu uçuk ne zamandır var? | Open Subtitles | ،معذرةً، قرحة البرد تلك منذ متى وهي لديكِ؟ |
| Hızlı kilo kaybı, bitkinlik, ateş, salgı bezlerinin şişmesi, şiddetli ishal, uçuk, boğaz enfeksiyonu, akciğer enfeksiyonu. | Open Subtitles | انخفاض سريع في الوزن ، إرهاق ، حمى تورّم الغدد ، إسهال حاد هربس ، إلتهاب الحلق ، إلتهاب الرئة |
| uçuk hastalığına yakalandığını ve ayıcıkla yaptığın garip şeyleri anlayacak zamandır. | Open Subtitles | مدة كافيه لمعرفة انه لديك الهيربيس وتفعل اشياء غريبة مع دميتك |
| Bu çocuk uçuk ilacı bile pazarlayamaz. | Open Subtitles | ليس بإمكان هذا الرجل حجز إعلان تجاري لدواء الهربس. |
| Belki de dudak parlatıcısı uçuk yetişen bir tarla değildir. | Open Subtitles | ربما ملمع الشفاه الخاص بها لم يكُن مورد خصب لنقل الهربس |
| Ama bulamayacak olursan genital uçuk ilaçlarını banyoda görmüştüm. | Open Subtitles | ولكني رأيت حبوب الهربس خاصتكِ في الحمام إن كنتِ تبحثين عنها |
| Birlikte üç büyük tatili bir diş çekimini uçuk sandığımız bir kıl dönmesi atlattık. | Open Subtitles | حققنا ذلك من خلال الأعياد الثلاث الكبرى من اقتلاع سن و ذُعر من الهربس تبين أنهُ ظفر نامي بالأصبع |
| Bu şey ya bir uçuk ya da daha önceden hiç görmediğim bir şey. | Open Subtitles | حسناً، إما أن هذا داء الهربس أو شيءٌ ما لم أراه من قبل. |
| Siz çocuklar HPV mi istersiniz yoksa iki kişilik uçuk masası mı? | Open Subtitles | إذن , أتريدون يارفاق فيروس الورم الحليمي البشري أم الهربس البسيط الثاني ؟ |
| uçuk son 6 hafta içinde bulaştıysa testte çıkmamış olabilir. | Open Subtitles | ربّما لا تظهر القوباء إن كانت تعرضت لها خلال الأسابيع الستة الأخيرة |
| uçuk ya da daha kötü bir şey kapabilirsin. Yeter Zack. | Open Subtitles | لا تلمسي أي شيء , يمكن أن تصابي بمرض القوباء أو بشيء أسوء |
| Cinsel olarak aktif her bes yetiskinden birisinde uçuk çiktigini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون أن مرض القوباء يؤثر مرة من أصل خمسة نشاطات جنسية للبالغين؟ |
| Orada bir uçuk çıkmış gibi. | Open Subtitles | هذا هو بعض قرحة الباردة كنت قد حصلت هناك. |
| Kulvar gibi kelimeler kullanacaksan, dudağında uçuk ve kucağında çocukla gel daha iyi. | Open Subtitles | إذا أنت سَتَستعملُ كلماتَ مثل البيئةِ، أنت من المفضّل أن تَظْهرُ هنا مَع a قرحة على شفتِكِ وطفلين. |
| Onda genital uçuk yoktu! - Neden söz ediyorsunuz? - Pekala. | Open Subtitles | إنّها غير مصابة بالـ"هربس" مالذي تتحدث عنه؟ |
| "...ama kızarıklığın anlamının uçuk olduğunu anladım." | Open Subtitles | "لكن إجزروا ماذا؟ الطفح الجلدي دائما يكون هربس." |
| Birlikte olduğun tüm kadınlarla irtibata geçip onları, uçuk istilandan haberdar etmelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتصل بكل امرأة كنت معها و تخبرهم بحالتك الخاصة بمرض الهيربيس |
| Ancak istekleriniz çok uçuk, dünyamızın bütün savunmasını ve ekonomisini tehlikeye atacak. | Open Subtitles | و لكن مطالبك مبالغ فيها. انها ستدمر دفاعنا و اقتصادنا |
| Eğer beni, şeyinde uçuk çıktı diye arıyorsan, kederime ortak ol. | Open Subtitles | إذاأنتتَدْعولإخْباري عِنْدَكَ قوباء الأعضاء التناسليةُ، يُنقذُ المسرحيةَ. |
| Sanırım uçuk hastalığımı sonradan itiraf ederek çok mahcup duruma düştüm. | Open Subtitles | اعتقد انني كنت محرجا جدا لأعترف انني مصاب بالهيربيس |
| İnsanlara onda uçuk vardı diyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ ان تقولِ دائماً للناس انها لديها مرض جلدي |
| Harika bir şey çünkü uçuk ya da Hepatit C... kapmadan önce aldığınız bir ödül. | Open Subtitles | وهذا رائع إذ تفوز بهذه الجائزة قبل الإصابة بالقوباء والتهاب الكبد |
| Hey, dostum. Yerinde olsam onu içmezdim. uçuk falan çıkar. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لماشربت ذلك ستصاب بالهربس أو شيء من هذا |