| Sen ve ben bir aile saçmalığıyla uğraşıyoruz diye onları yerlerinden edemem. | Open Subtitles | لا استطيع أن أسحبهم هكذا فقط لأني وأنت نعمل في قضية عائلية |
| Altta yatan prensipleri anlamaya ve insan sağlığını iyileştiren aktiviteler üretmeye uğraşıyoruz. | TED | لذا نحن نعمل على فهم هذه المبادئ الأساسية ونقوم بعمل أنشطة تمكن الموسيقى من تحسين صحة الناس |
| Ama biz burada çeyrekliklerle uğraşıyoruz, kurbağa ya da tavuklarla değil. | Open Subtitles | ولكننا نتعامل مع ربع دولار. و ليس مع الضفادع و الدجاج. |
| Tamam, o her kimse, şu anda göremediğimiz bir düşmanla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أياً كان هذا نحن نتعامل مع عدو لا يمكننا رؤيته |
| Burda kaset anlaşması için uğraşıyoruz adamım, ve sen utanç kaynağısın. | Open Subtitles | نحن نحاول إصطياد صفقة قياسية هنا يا رجل وأنت وجه إحراج |
| Birlikte, yerli halkla beraber çalışarak karmaşık sosyal sorunlar ağını çözmeye ve Kamboçyalı ailelerin fakirlikten kurtulmasına uğraşıyoruz. | TED | معا، نعمل داخل المجتمعات لفك شبكة معقدة من القضايا الاجتماعية ولمساعدة العوائل الكومبودية في النجاة من الفقر. |
| Synthetic Genomics'de ayrıca önemli çevresel sorunlarla da uğraşıyoruz. | TED | بالاضافة، في جينومكس الصناعية، نعمل في قضايا البيئة الاساسية. |
| Hala uğraşıyoruz. Biraz beklemelisiniz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن نعمل عليها يجب أن تحمل ضيّقة فترة، حسنا؟ |
| Hala uğraşıyoruz. Biraz beklemelisiniz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن نعمل عليها يجب أن تحمل ضيّقة فترة، حسنا؟ |
| Tüm ekip, sürekli bununla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل على مدار الساعة، كلنا، كل الفرقة |
| İzlerini bulmak için çok uğraşıyoruz, efendim. | Open Subtitles | نحن نحاول ان نعقبه يا سيدي نحن نعمل بشدة |
| Şu ana kadar karşılaşmadığımız çok etkili bir silah sistemiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع اكثر سلاح فعال لم نتعرف عليه من قبل |
| Evet, burayı kuran şirkete göre sanat eseri bir yangın önleme sistemiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نعم , وفقا للشركه التى صممت الغرفه نحن نتعامل مع نظام قمع الحرائق |
| Bazı sorunlar ile uğraşıyoruz. Birkaç dakika daha bekleteceğim sizi. | Open Subtitles | نحنُ نتعامل مع بعض المعدات فقط تبقي بعض الدقائق المعدودة |
| Kötü bir ruhla uğraşmıyoruz. Geri dönüş adresi olan bir adamla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نتعامل مع روحٍ شرّيرة، بل مع رجل لديه عنوان مُرسل. |
| uğraşıyoruz. Zengin veya paralı olduklarını bulmak kolay değil. | Open Subtitles | حسناً , نحن نحاول جاهدين ليس من السهل معرفة الحقيقة ؟ |
| Seni zengin ve saygıdeğer biri yapmaya uğraşıyoruz. Sen hep kavga ediyorsun. | Open Subtitles | نحن نحاول ان نجعل منك رجلا غنيا ومحترما ، وانت تهاجمنا |
| 3 yıldır uğraşıyoruz, olmuyor. | Open Subtitles | نحن نُحاولُ ان نحصل على طفل ل3 سَنَواتِ. |
| Seni sevmem bir yana Laura, zamanımızı senin sorunlarına harcadık, biliyor musun, hâlâ bunlarla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | كنا نحاول في معظم الوقت أن نحلّ مشاكلك. وأتدرين أمراً؟ لا نزال. |
| Harika, hassas bir adam ve öldüren iblisle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | عظيم، إننا نتعامل مع شيطان حسّاس وقاتل للرجال |
| İkisinin arasındaki denge büyünün yattığı yer ve bu denge ile her gün uğraşıyoruz. | TED | التوازن بين الاثنين هو حيث يكمن السر، وهو توازن نتعامل معه جميعنا كل يوم. |
| Ve biz zaten üstünde anlaşmış olduğumuz, zaten sahip olmuş olmamız gereken hakları yürürlüğe sokmak için uğraşıyoruz. | TED | ونحن نحاول الحصول على تلك الحقوق التي كُفِلَت مسبقاً. والتي اتفقنا عليها مسبقاً. |
| Bence de Tess'le görüştüğünü itiraf bile edemeyen biri için çok fazla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، اعتقد من أننا نتعب أنفسنا كثيراً من أجل واحدة لن تعترف حتى من أنها تواعد (تيس) |
| Yanıldığını kabul etmeyecek bir adamla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | ما نتعامل معه هو الرجل الذي لا يعترف انّه مُخطأ |
| Haftanın üç günü bu sorunla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | لقد كنت أتعالج من تلك المشكلة ثلاث مرات فى الأسبوع |
| Yani süper kahramanımız bir deve dönüştüğünde, iki olasılıkla uğraşıyoruz. | TED | إذاً،عندما تحول بطلنا لعملاق، فنحن نتعامل مع احتمالين. |