| - Burada olmak istediği için burada. - Neyle uğraştığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا هنا لأنها تريد ذلك انت لا تعلم مع ماذا تتعامل |
| uğraştığını bilmiyorum, Fakat seni bin parçaya ayırıp organlarınla dans etmek istiyorlarmış gibi geldi. | Open Subtitles | أعتدت أن تتعامل معه, ولكنني متأكد أنهم لا يرغبون بتمزيقك إلى ألف قطعة ثم يرقصون على أحشائك |
| Geri çekilin. Bana yer açın. Kiminle uğraştığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | للخلف ،اعطنى الغرفة أنت لا تعرف مع من تعبث |
| Kiminle uğraştığını umursamayacak kadar meşgul olduğumu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترفُ أنّني مشغولةٌ بكثيرٍ من العمل يمنعني من الانشغال بمن تعبث معهم |
| En ufak bir fikrim yok. Beyninle neyin uğraştığını bilemezsek nasıl tepki göstereceğini de bilemeyiz. | Open Subtitles | لا أدري، إن لم نكن نعرف ما يعبث برأسك فلن نعلم رد فعلك |
| İyi mücadele ettin ama kiminle uğraştığını hiç anlamadım. | Open Subtitles | عزيزتي, لقد ناضلتي جيداً ولكن ليست لديكِ أي فكره مع من تتعاملين |
| Kiminle uğraştığını bilmiyor. En ufak bir fikri yok. | Open Subtitles | أنه لا يعي مع من يتعامل ليس لديه أدنى فكرة |
| Kiminle uğraştığını bilmiyorsun! Bana neyi yapamayacağımı söyleme! | Open Subtitles | لا تعلم مع من تتعامل لا تخبرني أبداً ما لا يمكنني فعله أبداً |
| Kiminle uğraştığını bilmek mi istiyorsun? Chloe Metz! | Open Subtitles | تريد أن تعرف من اللعينة التي تتعامل معها؟ |
| Hayır, demek istediğim şey kiminle uğraştığını hala anlamadın. | Open Subtitles | لا ، أنا أقول أنك لا تفهم من الذي تتعامل معه حقاً |
| Neyle uğraştığını bilmeyen, yardım etmek isteyen zavallı ruhlar. | Open Subtitles | و الأرواح الضعيفة دائما ما كان يتم مساعدتها بدون أن تعلم مع أى شئ هى تتعامل |
| Sanırım yıllar önce gerçekten de kiminle uğraştığını bilmiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنك لم تكن تعلم حقاً مع من كنت تتعامل كل تلك السنوات, اليس كذلك؟ |
| Şimdiye kadar kiminle uğraştığını biliyor olmalıydın. | Open Subtitles | يفترض أنّك أصبحت تعرف مع مَنْ تتعامل الآن |
| Sen kiminle uğraştığını biraz hafife aldın, Stu Kopenhafer. | Open Subtitles | -حسناً لقد إستخفيت بمن تعبث معه يا "ستو كوبينهيفر". |
| Tamam, şimdi benimle uğraştığını biliyorum. | Open Subtitles | حسنا , الان أعرف بأنك تعبث معي |
| Eşyalarımızla kimin uğraştığını söyleyene dek, ben Sovyetler diyorum. | Open Subtitles | إذا لم يكن بإستطاعتك إخباري بشأن من يعبث بأغراضنا، |
| Emir komuta diye bir şey var. Benimle uğraştığını biliyordun. | Open Subtitles | هناك تسلسل قيادي .وأنت تعرف أنه كان يعبث معي |
| Kişisel bir trajediyle uğraştığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعم، لقد إجتمعنا نعرف بأنّك تتعاملين مع مأساة شخصية |
| Kiminle uğraştığını bilmiyorsun. - Ne yapacaksın? | Open Subtitles | ليس لديك فكرة مع من تتعاملين ماذا ستفعلين لي؟ |
| Bu tarz sorunlarla uğraştığını bile sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقترح أنّه لن يتعامل مع هذه المشاكل، |
| Dosyaya göre şu an cerrahın neyle uğraştığını daha iyi anlaması için görüntüleme yapıyorlar. | Open Subtitles | الملف يذكر أنهم يقومون بأشعة أخرى الآن ليعرف الجراح مع أى شئ يتعامل |
| Kiminle uğraştığını hiç bilmiyorsun, seni zavallı yalaka. | Open Subtitles | أنت لا تعرف ما الذي تواجهه هنا ايها المتحذلق |
| Nixon Johnson'la uğraştığını düşünmüyor. | Open Subtitles | لا يظن (نيكسون) بأنه سيترشّح ضد (جونسون). |