| Benimse tek yaptığım onu hayal kırıklığına uğratmak oldu; hep senin yüzünden. | Open Subtitles | لكن كلّ ما كنت أقوم به هو تخييب ظنّها, وكلّ ذلك بسببك. |
| Kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemem. | Open Subtitles | إن تخييب أمال الجميع، سيكون سبب تعاستي الكبيرة |
| Tanrım, bu çok yorucu, Nick her zaman onu hayal kırıklığına uğratmak. | Open Subtitles | ياالهي , هذا مرهق جداً يا نك تخييب ظنه دائما |
| ve senaryoyu pazarlarken bu kadar tutkulu olduğun için ve seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim. | Open Subtitles | وأظهرت شغف جامح عند رؤيته ولم أرد تخييب أملك |
| Benim için bunca yaptıklarından sonra seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim. | Open Subtitles | بعد كلّ ما فعلتيه من أجلي، لم أرغب بأنّ أخيّب أملكِ. |
| - Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem açlıktan şekerim düştü, hepsi bu. | Open Subtitles | أكره أن أخيّب ظنّك ولكنّني أظنّ أنّه سكر دم منخفض فحسب |
| Ama önem verdiğim insanların bana ihtiyacı var ve onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن الاشخاص الذين أهتم بشأنهم بحاجه لي ولا أريد تخييب أملهم |
| Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama o kadar vakte ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أكره تخييب ظنك، لكن لا أحتاج لكل هذا الوقت. |
| Bu "biz" her kimse hayal kırıklığına uğratmak istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تريدين تخييب ظن أياً كان "نحن" هذا، أليس كذلك؟ |
| Gerçeği, o benim oğlum ve tüm yaptığım onu hayal kırıklığına uğratmak. | Open Subtitles | الحقيقة انة ابنى وكل ما فعلتة هو تخييب ظنة |
| Çocukları hayal kırıklığına uğratmak istemezsiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تريد تخييب أمل الأطفال، أليس كذلك؟ |
| Ama tek yaptığım onu hayal kırıklığına uğratmak. | Open Subtitles | كل ما أفعله تخييب املها ليس هذا مايحدث |
| Çocukları hayal kırıklığına uğratmak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريدين تخييب أمل الأولاد |
| Ve siz, 200 tane TV kanalı ve bir ulusal gazete sahibini, hayal kırıklığına uğratmak istemezsiniz. | Open Subtitles | وأنتم لا تريدون تخييب ظنّ رجل -يمتلك 200 محطّة تلفزيونية وصحيفة قومية |
| Tahminimce onu hayal kırıklığına uğratmak istedin. | Open Subtitles | اعتقادي هو انك اردت تخييب ظنها بك |
| Hayal kırıklığına uğratmak istemem ama oldukça hayattayım. | Open Subtitles | يؤسفني تخييب ظنّك لكنّي حيّة أرزق |
| Bak, seni hayal kırıklığına uğratmak istediğimden değil ama... | Open Subtitles | لا أرغب في تخييب أمالك أو ما شابه ولكن... |
| Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد تخييب ظنك. |
| O yaramaz, küçük bir kız ve ben de onu hayal kırıklığına uğratmak istemem. | Open Subtitles | إنها فتاة مشاكسة للغاية, ولا أريد أن أخيّب أملها. |
| Seni mahkemede hayal kırıklığına uğratmak kötü olacak. | Open Subtitles | أتعلمين ، سيكون أمرً مُخزياً، أنّ أخيّب أملكِ بقاعة المحكمة. |