| Gözümün ucuyla, ileri geri gidip gelen temizlikçiyi gördüm. | TED | واستطعت بطرف عيني لمح حاجب المحكمة يخطوا جيئةً وذهاباً. |
| Güçlü bir mikroskobun ucuyla, atomları gerçekten de hareket ettirebiliriz ve harika nano araçlar yaratmaya başlayabiliriz. | TED | بطرف الميكروسكوب الأقوى بإمكاننا تحريك الذرات والبدء بتكوين آلات مذهلة وفائقة في الصغر. |
| Ve, bir gün, gözümün ucuyla, vücudunun bir yılan gibi titrediğini gördüm, uzuvlarına doğru istemsiz bir kasılma oldu. | TED | بعدها، ذات يوم، رأيته بطرف عيني، رأيت جسده ينزلق كالأفعى، كان هناك تشنج لا إرادي يمر خلال أطرافه. |
| Ama memelerime göz ucuyla bakıp durma. | Open Subtitles | لكن لا تأخذ نظرات خاطفة للجميلتين بدون أن تطلب لي غداءاً |
| İşler mutfakta hızlı ilerler onu sadece göz ucuyla gördüm. | Open Subtitles | الأشياء تتحرّك بسرعة في المطبخ، لذا فإنّي رأيته بزاوية عيني. |
| Daha çekmiyorum bile, parmaklarımın ucuyla hafifçe itiyorum. | Open Subtitles | أنا اكاد ان لا أكون أدفعه فقط ألامسه بأطراف أصابعي |
| Sunumunda ilerlerken, gözümün ucuyla John'u görebiliyordum. | TED | وأنا أمضي قدماً في عرضي، كنت أستطيع رؤية جون بطرف عيني، |
| Köşede durup göz ucuyla kimsenin sana bakıp bakmadığını kontrol etmek. | Open Subtitles | تقف عند زاويةٍ ما وتنظر للآخرين بطرف عينك, لترى ما إذا كان هناك أحد ينظر إليك. |
| Klitorisini dilimin ucuyla uyarmak hoşuma giderdi ıslak ve parlak pembe et havuzunda debelenen küçük bir ördek gibi. | Open Subtitles | يمص اصبعي بنهم كنت أحب إثارة بظرها بطرف لساني و بعدئذ أتركه |
| Bu, birini göz ucuyla görüp, kafanı çevirdiğinde onu görememek gibi bir şey. | Open Subtitles | ..كأنك تلمحين شخصاً بطرف عينك ثم تلتفتين ولا ترينه |
| Yardım isteyeceğin kimse yok çünkü göz ucuyla gördüğün bir şeye kimse inanmaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنكِ إخبار أحد، لأن لا أحد سيصدق الأشياء التي رأيتِها بطرف عينيكِ |
| Gözümün ucuyla şöyle bir baktım, yoksa bir kereden fazla bıçaklardı. | Open Subtitles | لقد رأيته بطرف عيني وإلا كان ليتمكن من إصابتي بأكثر من ضربة |
| Gözümün ucuyla bir şey gördüğümü sandım. | Open Subtitles | ظننت أني لمحت شيئاً بطرف عيني و كنت مخطئاً |
| Her aromayı dilinizin ucuyla tadarak ayırabilirsiniz. | Open Subtitles | بعد انهاء القهوة,اذا تذوقت رائحتها بطرف لسانك ستشعر بأن كل الروائح اصبحت مذاقا |
| Simetrik bir daire oluşturuncaya kadar ve sonra biz bıçağın ucuyla dairesel şekil veriyoruz ve işte, servise hazır! | Open Subtitles | حتى تحصلي على دائرة متناسقة أنيقة... ثم ننحت أطراف الشكل المطلوب بطرف السكين -هكذا بسرعة وبساطة تصبح جاهزة للتقديم |
| Bir an gözümün ucuyla onu görebileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أتخيل بأنني سألمح صورتها بطرف عيني |
| Bir an gözümün ucuyla onu görebileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أتخيل بأنني سألمح صورتها بطرف عيني |
| Bayan Pascal'ın, yanaklarını parmaklarının ucuyla hassasça okşadığını hayâl etmekten kendini alamıyordu. | Open Subtitles | ..(لم يستطع منع نفسه من تخيل آنسة (باسكال تتحسس وجهه بطرف إصبعها |
| Şimdi kutuyu gözünün ucuyla görüyor olman lazım. | Open Subtitles | الآن عيك أن تنظر إلى الصندوق بطرف عينك |
| Çocuklarını camdan göz ucuyla da olsa görürüm diye geceleri eski evine gittiğini söyledi ya? | Open Subtitles | تعلم كيف تحدثت عن قيادتها بجوار منزلها القديم فى محاولة لإلقاء نظرة خاطفة على أطفالها من خلال النافذة فى الليل ؟ |
| Bana anlatmadan önce şöyle göz ucuyla bakmadın mı? | Open Subtitles | بالداخل ألم تُلقي إليها نظرة خاطفة قبل إخباري بذلك ؟ |
| Parmaklarımın ucuyla o bene hafifçe dokundum. | Open Subtitles | بأطراف أصابعي لمست تلك الحبة الخال |