| Ah, dünyadaki en ulaşılmaz yerlerden biri. | Open Subtitles | في احد الأماكن الغير ممكن الوصول إليها على الكوكب |
| Bugünkü insanların aksine tanrıları ulaşılmaz olarak görmüyorlardı. | Open Subtitles | إنهم لم يروا أن الألهة صعب الوصول إليها كما نعتقد اليوم |
| Hepsi burada ama ulaşılmaz. | Open Subtitles | إنها جميعاً هنا، ولكن لا يمكن الوصول إليها. |
| Hiçbirşey ulaşılmaz değildi. | Open Subtitles | ولا شيء بعيد عنا. |
| Hiçbirşey ulaşılmaz değildi. | Open Subtitles | ولا شيء بعيد عنا. |
| Şu iki kız. Okulun en ulaşılmaz kızları. Ama bilin bakalım ne oldu? | Open Subtitles | تلك الفتيات السابقات، البعيدات عن المنال كلياً. |
| Göz önünde olmadığında ise hapse atılıyor ve daha da ulaşılmaz oluyordu. | Open Subtitles | ... حينما كانت تمتنع عن الظهور في العلن كانت في مَحبس و يصعب الوصول إليها |
| Okulun en ulaşılmaz kızları. Ama bilin bakalım ne oldu? | Open Subtitles | تلك الفتيات السابقات، البعيدات عن المنال كلياً. |