| Ona ulaşmamız ya da oteli havaya uçurmamız gerekiyor. Mümkünatı yok. | Open Subtitles | -علينا أن نصل اليه حتى لو اضطررنا أن نفجر الفندق بأكلمه |
| Hadi! Sabah olmadan ulaşmamız lazım! | Open Subtitles | بسرعة يجب أن نصل إلى هناك قبل طلوع الشمس |
| Dolunaya kadar Yansıma Havuzuna ulaşmamız gerek, ama bu Gizli Tapınakta kaybolduk. | Open Subtitles | علينا ان نصل الى حوض الانعكاس بحلول القمر البدر ولكنا ضعنا في هذا الملجأ المخفي |
| Geçitten oraya ulaşmamız beş ya da altı saat sürdü, ama ben daha bir çocuktum ve büyükbabam yolun büyük bir bölümünde taşındı. | Open Subtitles | ستأخذ منا حوالي خمسة أو ستة ساعات للوصول إلى هناك من البوابة لكني كنت طفلا وجدي كان لزاما علية أن يحملني معظم الطريق |
| Oraya ulaşmamız 33 gün 23 saat ve 55 dakikamızı aldı | TED | و لقد استغرقنا ذلك 33 يوما و 23 ساعة و 55 دقيقة للوصول هناك |
| Eğer biz virüs gevezeliğini inceleyeceksek, vahşi hayvanlarla yakın iletişimde olan bu insanlara ulaşmamız lazım. | TED | أذا كنا نريد دراسة الإحتكاك الفيروسي، علينا الوصول إلى هؤلاء السكان الذين هم على اتصال مكثف مع الحيوانات البرية. |
| Adamson cep telefonunun izini sürsün... Ona Jack'ten önce ulaşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أِجعل اّدامسون يتعقب هاتفها لابد لنا أن نصل إليها قبل أن يفعل جاك |
| Telsizler iptal. Ağa ulaşmamız gerek. | Open Subtitles | كل الاتصالات معطله يجب ان نصل الى الشبكه |
| Ailenin geri kalanını uyandırmadan ona ulaşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب فقط أن نصل اليها بعيدًا عن أعين بقية أفراد الأسرة |
| Ve daha yavaş gideriz. Dağa sağ salim ulaşmamız için buna değer. | Open Subtitles | والتقدم البطيئ يُعد مقايضة عادلة لرؤيتنا جميعًا نصل للجبل أحياء. |
| Ha-ha! Hızlı sürün çocuklar. Kral'ın gemisinden önce oraya ulaşmamız gerek. | Open Subtitles | تحرك بسرعة, يجب نصل إلي هناك قبل قدوم سفينة الملك |
| Güneş doğmak üzere. Tekneye ulaşmamız gerek. Orda güvende oluruz. | Open Subtitles | سوف يحل الصباح قريبا يجب ان نصل للقارب وبعد دلك سوف نكون بامان |
| İsyancılar bizi bulmadan önce, uçağa ulaşmamız şart. | Open Subtitles | يجب أن نصل إلى الطائرة قبلما يصل المُتمرّدين إلينا. |
| Burada yaptığımız şey bu yüzden çok mühim işte. Onlara daha çabuk ulaşmamız lazım. | Open Subtitles | لهذا ما نفعله هنا مهم للغاية علينا أن نصل لهم أبكر من هذا |
| Gezegenden çıkarılmadan ona ulaşmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نصل إليه قبل أن يتم نقله خارج العالم |
| Ve dünyadaki insanların sadece üçte birine bile ulaşmamız onlarca yıl alırdı. | TED | وهذا سيستغرق عقوداً للوصول حتى إلى ثلث الأشخاص في العالم. |
| Biz FBI ajanıyız ve acilen gideceğimiz yere ulaşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن وكلاء مكتب تحقيقات فدرالي ونحن نحتاج للوصول إلى أين نحن نذهب. |
| Hala sert kayalıklara ulaşmamız gerek. Bir yolu olmalı. | Open Subtitles | مازال علينا الوصول إلى الصخور الصلبة ويجب أن تكون الصخور طريقا ً |
| Kurşunlarımızı bitirmeden araziye ulaşmamız mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكننا الوصول إلى الساحة من دون أن نستنفذ الرصاص كله |
| Bu çok tehlikeli, ahırlara ulaşmamız mümkün değil hele ki o kadın yukarıdayken. | Open Subtitles | هذا خطير جداً .... لن ننجح في الوصول إلى الاسطبلات وهي فوقنا هناك |
| Ama bizi dinlemeyenlere ulaşmamız lazım. | Open Subtitles | نحن نريد ان نتواصل مع المستمعين الاخرين حسنا .. |