| Kabul ettiğine göre sanırım sen iyi bir hayatı umursamayan birisin. | Open Subtitles | بما أنك مقتنع بذلك فأعتقد أنك ممن لا يهتمون بالحياة المرفهة |
| Ama hukuku umursamayan çok adam var. | Open Subtitles | لكن هناك الكثير من الرجال الذين لا يهتمون بالقانون |
| Bu adamın rahatça oturabilecekken günde sekiz saat ayakta durmasını umursamayan birisiyle evleniyorum. | Open Subtitles | سأتزوج بشخص لا يهتم عمّا إذا كان هذا الرجل مضطرّاً للوقوف 8 ساعات في اليوم بينما بإمكانه الجلوس بسهولة |
| Kim hayatı umursamayan sıradan biri diyorsa, | Open Subtitles | إذا شخص ما أخبرك أننيّ كنت رجل متوسّط عاديّ , لا يهتم بالعالم, |
| Hayatımda olmayan beni bir nebze olsun umursamayan, ailem ve eğitim sistemiydi. | Open Subtitles | ما لم يكن لدي هو والدان او نظام تعليمي يكترث بي |
| Biliyorum, hiçbir şeyi umursamayan doktor rolünü yapmam gerektiğini iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّه يفترض أن أكون طبيباً يهتمّ بمرضاه |
| umursamayan birinin benim için aynı işi yapmasını istemezdim. Sen ister miydin? | Open Subtitles | انا لا اريد ان يفعل لي ذلك شخص لا يبالي. |
| Sorumsuz, saygısız ve genellikle kendinden başka birinin ihtiyaçlarını umursamayan biri olduğu için. | Open Subtitles | لأنه لايتحمل المسؤوليه.. ولايحترم وعموما لايهتم بمصلحه أي احد الا نفسه |
| Sanırım ölürken dahi seni umursamayan bir doktorun olması en kötüsü. | Open Subtitles | أظنه أمراً فظيعاً أن يكون لديك طبيب يتجاهلك و أنت تموت |
| Her türlü belaya bulaşıp kimin incindiğini umursamayan adamlar. | Open Subtitles | رجالٌ يقومون بكل الأفعال الوحشية ولا يهتمون من سيتأذى |
| - Seni hiç umursamayan birini geri kazanmak için ne çok zahmete girişiyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلب المزيد من المشاكل حتى للذين لا يهتمون بك |
| Şarkı söylediğini bile duymayanlar ve yarışmayı umursamayan suçlular. | Open Subtitles | الناس الذين لا يستطيعون سماع غنائهم والمجرمين الذين لا يهتمون |
| İkimiz de çocuklarını bir daha görmeyi umursamayan aptalların çantayı sahte parayla dolduracağını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن الحمقى فقط هم من يملئون الأموال في الحقائب هؤلاء الحمقى لا يهتمون برؤية أطفالهم مجدداً وأنا لست أحمقاً |
| Senin açtığını bile umursamayan biri tarafından koparıldığını görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | لكني أكره ان يتم أقتلاعك من قبل شخص لا يهتم حتى بتفتحك |
| Onları umursamayan biri için onlardan fazlaca bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتحدثين عنهما كثيراً بالنسبة لشخص لا يهتم بهما |
| Bütün o emeklerini, başardığın onca şeyi seni umursamayan psikopat biri için fırlatıp atmana izin vereceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنّني سوف أتركك تضيعين عملك كلّ شيء حققتيه من أجل شاب مضطرب لا يهتم بك؟ |
| Anneden çalınmış paket dolusu içkiye ve kimsenin senin yüzüp yüzmeyeceğini umursamayan bir partiye döndü. | Open Subtitles | اذهب الى حفله سباحه ومعك كيس من الخمره مسروق من أمك ولن يكترث احد ان سبحت أو لا |
| İkimizi de umursamayan bir baba dışında. | Open Subtitles | دون أي شيء مشترك عدا أبٍ لم يكترث لأيّ واحدة منا |
| Bunu artık hiçbir şeyi umursamayan adam mı söylüyor? | Open Subtitles | وعد الرجل الذي أخبرني بأنّه لم يعد يهتمّ بهذه الأمور |
| Yalnızca yönetmelikleri umursayan, adamlarını umursamayan biri olduğumu. | Open Subtitles | الذي يهتم فقط باللوائح ولا يبالي لرجاله. |
| Bence umursamayan sensin, ben değil. | Open Subtitles | أعتقدُ بأنك الذي لايهتم, ليس أنا |
| Ölürken elini tutan bir doktoru mu yoksa iyileştiren ama umursamayan bir doktoru mu tercih edersin? | Open Subtitles | ماذا تريد؟ طبيب يمسك يدك و أنت تموت أم طبيب يتجاهلك لكن يحسن من حالتك؟ |
| Tanrı, o anda seni umursamayan kişidir. | Open Subtitles | الإله هو النوع الذي يهملك |
| Parayı ve gücü elinde tuttuğu sürece kime zarar verdiğini umursamayan biriydi ben de bunun durmasını istedim. | Open Subtitles | لا يحفل بمن يمسّهم أذاه في سبيل حفاظه على أمواله ونفوذه، وودتُ ردعه. |