| Madem Tanrı hep bizimle, neden kiliseye geç kalıp kalmadığımızı umursuyor? | Open Subtitles | لكن إذا الرب معنا دومًا، لمَ يهتم إذا تأخرنا عن الكنيسة؟ |
| Geçmişe dair bir anısı, geleceğe dair bir bilgisi yok ve sadece iki şeyi umursuyor: Rahatlık ve eğlence. | TED | لا يوجد لديه ذاكرة للماضي و لا أدنى معرفة بالمستقبل .. هو يهتم بشيئين فقط : "سهل و ممتع" |
| Sadece kendi fikirlerini umursuyor ve sadece kendi sesini duyuyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تهتم سوى لأفكارك أنت ولسماع نفسك وأنت تتكلم |
| O benim inekIerimi umursuyor mu? | Open Subtitles | و هل مونيكا اللعينه تهتم بآلام ظهرى بسبب حلب هذه الأبقار اللعينه |
| Araştırmalar gösteriyor ki, yeni nesil iş gücü işlerinin daha büyük bir anlamı olmasını umursuyor. | TED | أظهرت الدراسات أن الجيل القادم من القوى العاملة يهتمون بكون عملهم يحدث تأثيراً أكبر. |
| Yani, senin hala bunu umursuyor olman gerçeği sana güvenebileceğim anlamına geliyor. | Open Subtitles | فالحقيقه هي, إنك لا تزالين تهتمين بشأن ذلك هذا يعني أنني أستطيع الوثوق بك |
| Göstermiyor, ama umursuyor. | Open Subtitles | فهو لايترك الامور تمر سدى بل يهتم بها كثيرا |
| Seni umursuyor olsa o hale düşürmezdi. | Open Subtitles | لو كان يهتم بكِ لما كان يضعك فى مثل هذا الموقف |
| Solucan beyinli kocam yabancı birinin elbisemin altını dikizlemesini umursuyor mu acaba? | Open Subtitles | لكن هل يهتم زوجي الغبي بأن يسترق الغريب النظر إلي ما تحت ملابسي |
| O sadece annesinin ardından çok üzgün ve babası umursuyor gibi bile gözükmüyor. | Open Subtitles | إنه فقط حزين بشأن أمه و والده لا يهتم على الإطلاق |
| Ailemdeki hiç kimse, o aptal saatinin ne nerede olduğunu biliyor ne de umursuyor. | Open Subtitles | لا يعرف ولا يهتم أحد في عائلتي مكان ساعتك اللعينة |
| Sence cenneti ve dünyayı yaratan adam senin sindirim sistemine ne koyduğunu umursuyor mu? | Open Subtitles | هل حقاً تعتقد أن الشخص الذي اخترع الجنة والأرض، يهتم على الإطلاق بما تضعه في مجراك الهضمي؟ |
| Lanet olası bir postanede insanların pisliğini temizliyor olmamı umursuyor mu? | Open Subtitles | و هل مونيكا اللعينه تهتم بآلام ظهرى بسبب حلب هذه الأبقار اللعينه |
| Açıkça görünüyorki sadece annem bir hediye yollayacak kadar beni umursuyor. | Open Subtitles | واضح أن أمي هي الوحيدة التي تهتم بي لترسل شيئاً |
| Binlerce insanın ölme ihtimalini umursuyor olman gerçeğine rağmen mi? | Open Subtitles | والتي هي في قوانيني كمحامي دفاع أنا لن افعلها ابداً بصرف النظر عن الواقع أنت في الحقيقة تهتم |
| Sen uçup gittikten sonra ne olduğunu düşünüyor musun ya da umursuyor musun? | Open Subtitles | هل تفكّر قط أو تهتم بما يحدث بعد أن تطير مبتعداً؟ |
| O beni umursuyor. Sen hep kendini umursuyorsun. | Open Subtitles | هو يهتم بي وانت لا تهتم سوي بنفسك |
| Maaşımı ödeyen insanlar umursuyor. | Open Subtitles | لكن الأشخاص الذين يدفعون فواتيرنا يهتمون |
| Biliyorum çok hızlı holdu, ama... Beni umursuyor musun? | Open Subtitles | أعلم أن هذا كله حدث بسرعة، لكن هل تهتمين بي على الإطلاق؟ |
| O zamandan beri asil bir baş belasısın. Sanıyor musun ki ben veya buradaki başka biri ölü bir köstebeği umursuyor? | Open Subtitles | منذ ذلك الحين أصبحت مزعجاً، هل تظن أنا أو أي أحد هُنا يكترث لواشي ميت |
| Krallığı kimin yönettiği kim umursuyor ki? | Open Subtitles | من يهتمّ لمن "يحكم المملكة" على أيّة حال؟ |
| Ama Susana umursuyor. Ateşle oynuyorsun. | Open Subtitles | لكن هي تكترث إنك تلعب بالنار يا هذا |
| Gerçek ailelerinizi umursuyor olsaydınız nerede olduğunuzu söylemeyerek onlara işkence çektirmezdiniz. | Open Subtitles | إذا كنتم تهتمون بعائلاتكم الحقيقية لن تتركوهم في هذا الوضع المزري |
| Ne beni ne de Flora'yı umursuyor. | Open Subtitles | هو لا يَهتمُّ عنيّ ولا عن فلورا. |
| Michael hala seni umursuyor. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أنَّ (مايكل) لا زال يهتمُّ لأمرِك |