| İki demiryolunun nerede birleştiği Amerikan halkının umurunda değil sadece birleşmeleri umurunda. | Open Subtitles | لا يهتم الأمريكيون أين تلتقي السكتين، فقط يهتمون بأمر إلتقائهما لا بالمكان. |
| Afrika Don King'in umurunda değil. O Herbert'ten daha beter. | Open Subtitles | دون كينج" لا يهتم بأفريقيا " "إنه أسوأ من "هيربيرت |
| O adam onun hiç umurunda değil. | Open Subtitles | و الشئ المهم أنها حقاً لا تهتم بشأنه أبداً |
| Senin umurunda değil ama ben doğduğum yeri öğrenmek için kimliğimin çıkmasını beklemeyeceğim. | Open Subtitles | أنت لا تهتم. و لكني لن أبقى منتظرا لبطاقة الهوية لأعرف من أين جئت. |
| Ama senin umurunda değil. Yüzden de beraber iyi anlaşabileceğimizi düşünüyoru | Open Subtitles | و أنت لا تهتمين لهذا السبب أعتقد أننا سنكون ملائمين لبعضنا |
| Ailesi umurunda değil. Sen sadece kıçını kurtarma derdindesin, yalancı piç! | Open Subtitles | أنت لا تكترث بعائلته أنت تغطي عن نفسك فقط أيها الكاذب |
| - Dürüstçesi, ben... - ... meditasyonum umurunda değil. | Open Subtitles | و بصراحة تامة أنت لا تبالي كثيرا بموضوع التأمل |
| Afrika Don King'in umurunda değil. O Herbert'ten daha beter. | Open Subtitles | دون كينج" لا يهتم بأفريقيا " "إنه أسوأ من "هيربيرت |
| Hazzard onun umurunda değil. Buraya gelmek için para alıyor. | Open Subtitles | انه لا يهتم لهازارد لقد دفع له ليتواجد هنا |
| Babasının ne düşündüğü umurunda değil gibi davranıyor ama öyle olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعنى , انة يتصرف كما انة لا يهتم بما يعتقدة والدة لكننى اعرف انة يهتم |
| Onlar yarın geliyor ve pazarın onun masum olup olmadığı umurunda değil. | Open Subtitles | سيأتون في الغد و سوق العمل لا يهتم إن كانت بريئة أم لا |
| Seksin önemli olduğunu düşünüyor ama aslında hiç umurunda değil. | Open Subtitles | ... تعتقدُ بأن الجنس مهم ولكنها في الحقيقة لا تهتم |
| Ona ve diğerlerine ne olacağı umurunda değil. Tek derdin sonunda gerçek bir büyücü olman. | Open Subtitles | أنت لا تهتم بما حْدثُ لها، أَو إلى الأُخريات أنت تريد أن تُصبحُ ساحر حقيقي فقط |
| Tannotları olduğu sürece hiç kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | إنها لا تهتم , لا أحد يهتم طالما لديهم التانوت |
| Giyiniş şeklinden anladığıma göre, nasıl göründüğün de hiç umurunda değil. | Open Subtitles | أرى من طريقة أختيارك للملابس أنكِ لا تهتمين بمظهرك البتة |
| Elde etmek için ne kadar kişinin hayatını mahvetmen umurunda değil yani? | Open Subtitles | وانت فقط لا تكترث كم عدد الاشخاص الذين قتلتهم بمحاولتك للحصول عليه |
| Hiç umurunda değil, değil mi, seni korkunç yaratık? | Open Subtitles | لا، أنت لا تبالي أليس كذلك أيها الوحش الرهيب؟ |
| Bana ne olduğu umurunda değil. Tek derdin insanların senin hakkında ne düşündüğü. | Open Subtitles | أنت لا يهمك ما حدث لي بل ما يظنه الناس بك فحسب |
| Benim eğlenip eğlenmemem umurunda değil! | Open Subtitles | ولكنك لا تأبه إذا كنت أستمتع بوقتي أم لا |
| Senin için kolay. Senin umurunda değil. | Open Subtitles | أترين , الأمر سهل بالنسبة إليك فأنت لا تكترثين |
| Düğüne. Giyecek bir şeyim yok ve gidip gitmemem kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | الزفاف، ليس لدي ما أرتديه ولا أحد يبالي إن ذهبت أم لا |
| O kocamın umurunda değil. O sadece Norma'yı geri ister. | Open Subtitles | إن زوجي لا يكترث لذلك ، إنه يريد عودة نورما فقط |
| En büyük evin kimin olduğu Tanrı'nın umurunda değil. | Open Subtitles | لا يأبه القدر من يملك المنزل الأكبر |
| Uykusuzluk umurunda değil! | Open Subtitles | أنت لا تَهتمُّ بنا و لا تَهتمُّ بالأرقِ |
| Çeneni kapatman gerek. Üzülmeyeceksin, geriye bakmayacaksın. Çünkü kimsenin umurunda değil, inan bana. | Open Subtitles | اصمتي، ولا تتأسفي ولا تنظري إلى الوراء لأنه وصدقيني، لا أحد يهتم بذلك |
| Belli ki kızının mutluluğu umurunda değil. | Open Subtitles | حَسنًا، أنت من الواضح لا تهتمّ حول جَعل إبنتك سعيدة |
| Onlar ölmek istemiyorlardı ama bu senin umurunda değil. | Open Subtitles | "هم لا يودّون الموت، لكنّك لا تبالين أصلًا" |