| Hatta nadiren devletin diğer sektörlere, yardım kuruluşlarına karşı bazı yükümlülüklerini üstlenebilir, veya anca boşverir ve umutsuzluğa kapılabilirsiniz. | TED | حتى نادرًا ربما ننقلُ بعض المسؤوليات الحكومية الرئيسية إلى قطاعات أخرى، إلى الحلول المؤقتة، أو مجرد اليأس والشعور بالعجز. |
| Benim üç küçük torunum var, ve onlara her baktığımda ve ben onların yaşındaykenden beri bu güzel gezegene nasıl zarar verdiğimizi düşündüğümde, bu umutsuzluğa düşüyorum. | TED | لديا ثلاثة أحفاد صغار، وكل مرة أنظر إليهم، أفكر كيف قمنا بإتلاف هذ الكوكب الجميل منذ كنت في سنهم، أشعر بهذا اليأس. |
| Kitabım bana bazı sırlar gösterdi. umutsuzluğa kapılmayın. | Open Subtitles | حسنٌ , لقد أظهر كتابي بعض الأسرار لا تيأس |
| Yeni başkanla çalışmanı istiyorum ve ona başarısızlığın asla umutsuzluğa neden olmamasını hatırlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | واوصيك بان تعمل مع الرئيس الجديد وان تذكره عندما يحتاج للتذكر ان الفشل لا يجب ان يقود لليأس |
| Özür dilerim. Tabii ki umutsuzluğa yenik düşmüş ailesine götürmüşler. | Open Subtitles | أسف جدا، الكثير من محبة والداها أصبح يأس طبعا، والدياكس.. |
| Bir ara o kadar umutsuzluğa kapıldım ki Yahudi bir kulübü bile denedim. | Open Subtitles | , أتعرف , أنا كنت يائس جدا هناك لفترة أنا حتى حاولت النادي اليهودي |
| Hırsız, pişman olmuş, yaşam biçiminden umutsuzluğa düşüp, kendini vurmuş. | Open Subtitles | أي لص إقتحمه بنية سرقة المكان , نادم أصبح يائساً من حياته وضرب نفسه |
| Dua ediyorlar; yerine getir ki, inanç dönüşmesin umutsuzluğa. | Open Subtitles | أدعوا كي تقبلي قبلتها حتى لا يحطمني اليأس |
| Kendi fakir ülkelerinin hazinelerini yağma edenler, kendi insanına eziyet eden, onları kıtlığa, umutsuzluğa, felaketlere sürükleyen. | Open Subtitles | الزعماء الذين ينهبون بلادهم الفقيره يعتبرون شعوبهم نفايات.. يقودونهم الى المجاعات و اليأس و الأمراض |
| Frasier. Kendimi öfke ve umutsuzluğa kapılmış gibi hissediyorum | Open Subtitles | فريجر أنا أشعر و كأنني سحبت من قبل دوامة من اليأس و الغضب |
| Yağmur yağmaz ve ürün alamazlarsa, bu insanların nasıl bir umutsuzluğa kapılacaklarını düşünün. | Open Subtitles | تخيل اليأس الذى يصيب الناس اذا لم يهطل المطر ويفسد المحصول |
| umutsuzluğa düşüyorsun. Ona köpürüyorsun. | Open Subtitles | آه،بعدها تيأس وتصاب بالجنون منه |
| Banka 8 Lanet. Oh, Fleming, umutsuzluğa kapılma. O sadece para.Tekrar yerine konulur. | Open Subtitles | هل ربحنا؟ البنك وصل لـ 6 اللعنة لا تيأس |
| Gelin. umutsuzluğa kapılmayın. | Open Subtitles | بالله عليك , يا سيدى لا تيأس |
| Bir polise teslim olmayı düşündürecek kadar umutsuzluğa yeter. | Open Subtitles | كفى لليأس الذي يجعل شرطيّا يفكّر في الإستسلام |
| umutsuzluğa düşmeniz için daha geçmesi gereken birkaç safha daha var. | Open Subtitles | صدقيني هنالك عدة مراحل نمرُّ بها قبل أن يكون هنالك أي سبب لليأس |
| içinizdeki sarsıntı ve kayıbın yol açabileceği hasar kendi kendinize umutsuzluğa ve kızgınlığa sürükler.. | Open Subtitles | الصراع الداخلي الخساره , هل تفهمني؟ اليأس , الغضب الذي يتحول إلى يأس , اليأس |
| Benim gibi büyücü bir doktorla dönüş terapisi çalışmayı kabul ederek çok umutsuzluğa kapıldı. | Open Subtitles | لقد أصبح يائس جدّاً لدرجة أنّه وافق على محاولة العلاج بالإنحدار مع طبيب شعبي مثلي |
| Kaynaklardan birine göre, o kadar umutsuzluğa kapılır ki, neredeyse kendini Dağ'ın tepesinden atacak noktaya gelir. | Open Subtitles | إحد المصادر يقول انه كان يائساً جدا تقريباً القى نفسه من قمة جبل |
| Onlar, Muhammed'in, umutsuzluğa kapılmayı bırakın, asla, tek bir an için bile şüphe duymadığında ısrar ediyorlar. | TED | يصرون على أنه لم يشك قط ولو للحظة واحدة، فما بالك باليأس. |
| Bu yüzden, bir hümanist olarak insanoğlu için umutsuzluğa düşmememiz gerektiğine inanıyorum. | TED | كشخص يتبع مبدأ الإنسانية، أعتقد أن علينا أن لا نيأس من أجل الإنسانية |
| umutsuzluğa kapılmayın. | Open Subtitles | إلى أولئك الذين يسمعوني أقول لا تيئسوا |
| - O kadar güzel görünüyorsun ki bu yer hakkında umutsuzluğa kapılıyorum. | Open Subtitles | تبدين جميلة للغاية لدرجة تجعليني أيأس من هذا المكان. ـ لماذا؟ |
| Ama beklentisi çabucak umutsuzluğa dönüştü çünkü hamburger istediği halde Alice çizburger getirmişti. | Open Subtitles | و لكن انتظاره تحول بسرعة الى فزع حيث أدرك أن أليس أحضرت له تشيزبورغر بدلا من الهمبورغر الذي طلبه |
| Bildiğiniz gibi önümüzdeki hafta sınav haftası... ama hemen umutsuzluğa kapılmayın. En iyi yüksek lisans öğrencilerimden birini ikna ettim. | Open Subtitles | ولكن لا تيأسوا فعندى طالب ألمعى ومتفوق يمكنه مساعدتكم |
| umutsuzluğa kapılacak... büyük bir umutsuzluğa... ama tüfeğini... burada bırakmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | سيصبح يائسا يائس حقيقي ... لَكنَّهيَجِبُأَنْيَتْركَبندقيتَه... |