"unutamayacağı" - Translation from Turkish to Arabic

• ينساها
• تنساها
• تنساه
• ينسوه

Vali de öyle. Bugün ona asla unutamayacağı bir yara hediye ettim.
و كذلك المامور لقد اعطتيه اليوم لسعه لن ينساها ابدا

Hiçbirinin unutamayacağı bir akşamdı. Yoksa unuturlar mıydı? Hayır.
كانت أمسية لن ينساها أي منهم أبداً، أم هل سينسونها؟

Kimsenin unutamayacağı bir lise son geçireceksin.
ستحظين بسنة أخيرة في سمولفيل لن ينساها أحد أبداً

Dostum, haklıydın, Carli'nin bana inanmasını sağlamalıyım asla unutamayacağı bir jest yapmalıyım.
,لقد كنت محقا يارجل علي أن أجعل كارلي تثق بي سأعمل حركة ما لن تنساها أبدأ

Ona de ki eğer sabırlı olursa asla unutamayacağı günler gelecek..
أخبرها إذا كانت صبورة ستأتي أيام لن تنساها

Hiç unutamayacağı bir şey yap.
قم بشيء لا تنساه أبداً

Lakin bu vahşiler bizimle aşık atmak istiyorsa Tanrı'nın izniyle onlara kimsenin unutamayacağı bir ders veririz.
إذا أراد هؤلاء الحُثالة العراك، سوف نُعطيهم عركًا قاسيًا لن ينسوه

Saatler hiç birimizin asla unutamayacağı bir deneyim için işlemeye başladı.
بدأت عقارب الساعه تؤشر إلى تجربه لن ينساها أيٍ منا

Ona hiç unutamayacağı bir gece yaşatacağım. Hey, Robin, seninle biraz konuşabilir miyiz?
. سأجعلها ليلةً لن ينساها , مرحبا , روبن هل أستطيع ان أتحدث أليك للحظات ؟

Kızınız kimsenin unutamayacağı birisiydi.
لقد كانت شخص رائع, الجميع سيتذكرها ولن ينساها

Şimdiye kadar hiç gemi inşa etmedik ama bana güvenin, kimsenin asla unutamayacağı bir gemi olacak.
نحن لا نبني سفن ، ليس حتى الآن لكن ثق بي ، ستكون سفينة لن ينساها أحد على الإطلاق

Bu köle tohumu ve tanrısına dünyanın unutamayacağı bir yanıt vereceğim!
لسوف أعطى بذرة العبيد هذا هو و ربه إجابه ! لن ينساها العالم أبدا

Bu köle tohumu ve Tanrı'sına dünyanın unutamayacağı bir yanıt vereceğim!
لسوف أعطى بذرة العبيد هذا هو و ربه إجابه ! لن ينساها العالم أبدا

Eğer o köpekbalığı tekrar saldıracak olursa ona unutamayacağı bir yemek vereceğiz.
سوف نطعم هذا الفتى الضخم وجبة لن ينساها

Kral George'a asla unutamayacağı bir mesaj yollayın!
--و أن نرسل رسالة للملك جورج لن ينساها أبداً.

Bunun, asla unutamayacağı bir parti olmasını istiyorum.
أنا اريد فقد أن تكون حفلة لن ينساها.

Dördümüzün de hiçbir zaman unutamayacağı bir geceye içelim.
نخب الليلة التي ل ينساها أحد منا

Bir kaç saat unutamayacağı bir öpücük.
حسنا، هذه قبلة لن تنساها لبضع ساعات.

Bu, Aziz Vladimir Akademisi'nin asla unutamayacağı bir gece oldu.
تلك كانت ليلة لن تنساها أكاديمية "سانت فلاديمير"

unutamayacağı bir şey olsun. Bundan emin olun.
حدث لن تنساه أبداً

Onlara dünyanın hiçbir zaman unutamayacağı bir ders vermeden, sonuna kadar direnmeyip ateşkes isteyeceğimizi düşünmüş olabilirler mi?
... هل من المحتمل أنهم لم يدركوا بعد ...أننا يجب ألا نتوقف أبداً عن قتالهم ... حتى يتعلموا الدرس الذى لن ينسوه هم و العالم ...