| Bıçak hakkında hiçbir şey bilmiyorum. O davayı unutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أى شىء عن السكين أحاول نسيان تلك القضية. |
| Herkes senin kederlerini içerek unutmaya çalışan suçlu adam olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم بأنّه الرجل المذنب الذي يشرب من أجل نسيان أحزانه |
| Evet, anlıyorum, sadece bu evden bin mil uzaktaki bir askeri... okulda yaşamaya zorlandığım gerçeğini ve gerisini unutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | صحيح اترين لا يمكنني أن أنسى ذلك يجب على المرء أن يكون قويا ليعيش ويبعد ألف ميل عن المدرسة العسكرية |
| Başka şekilde söyleyeyim: Neyi unutmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | لنصغها بطريقه اخرى، ما الذي تريدين نسيانه ؟ |
| Bilmelisin ki, tüm olanları ilk defa unutmaya başladım. | Open Subtitles | وللمره الأولى خلال كل هذه الفتره اتمكن من النسيان بسبب معرفتى بك |
| Anahtarlarımın yerini unutmaya başlamadan önce iğneyle beni öldüreceğine söz ver. | Open Subtitles | عديني أنكِ ستقتلينني بالحقنة القاتلة قبل أن أبدأ بنسيان مكان مفاتيحي. |
| Hayatım boyunca unutmaya çalıştığım korkunç anılar. | Open Subtitles | الذكريات التي قضيت اغلب حياتي في محاولة نسيانها |
| Yıldönümlerini unutmaya ve tatillerini nerede geçirecekleri hakkında tartışmaya ve tuvalet kağıdının, rulonun hangi tarafından çıkması gerektiği hakkında tartışırmaya devam edecekler. | TED | سوف يواصلون نسيان ذكرى زواجهم ويتجادلون حول مكان قضاء الاجازات ويناقشون ماهي طريقة التي يجب بها مناديل الحمام ان تخرج من اللفة |
| Masanın etrafına oturduk ve o acınası durumu unutmaya çalıştık. | Open Subtitles | ثم جلسنا جميعاً حول المائدة محاولين نسيان موقفنا البائس |
| Raporumu sunduğumda, yorumlarınızı unutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سوف أحاول نسيان تعليقاتك عندما أقدم تقريري |
| Fakat kadın her şeyi unutmaya başIıyor, belki erkek de unutacak. | Open Subtitles | و الآن بدأت هي نسيان كل شيءٍ جميل كان بينهما و من الممكن أن ينسى هو أيضاً |
| Odama gidip Küba puromu içeceğim ve senin varlığını unutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | و أدخن سيجار كوبي فاخر و أحاول أن أنسى وجودك أصلاً. |
| Buraya gelme nedenimi unutmaya çalıştım tıpkı, ...korkunç bir rüyayı unutmaya çalışır gibi. | Open Subtitles | لقد وجدت نفسى أحاول أن أنسى الهدف من مجيئى كالذى يحاول أن ينسىى حلم شرير |
| Birçok şeyi unutmaya hazırım, ama kral olduğum gerçeğini unutmaya hazır değilim. | Open Subtitles | وأنا على استعداد أن أنسى أشياء كثيرة، إلا حقيقة أنني الملك |
| Hepimizin unutmaya çalıştığı aile hikayelerinden biri. | Open Subtitles | انه من احد الاشخاص الارث العائلي المروعين الذي تحاول عائلتنا نسيانه . شكراً لك |
| Onu unutmaya çalışıp, yeni filme konsantre oldum başlangıçta genç bir devoşka gel-gitlere uğruyordu önce bir malşik tarafından sonra bir başkası tarafından. | Open Subtitles | حاولت النسيان والتركيز في الفيلم التالي الذي بدأ بمشهد فتاة تغتصب في البداية يغتصبها شخص |
| O, baban öldükten sonra hayatımıza girdi ve onu unutmaya başladığında gitti. | Open Subtitles | . ـ ـ كانت كل شيئ في حياتك بعد موت ابيك سالي اختفت عندما بدأت بنسيان امرها |
| Kötü bir olay, herkes unutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ،لقد كانت حادثة سيئة و الجميع يحاولون نسيانها |
| Sessiz dilimizden etkilenen, başka bir katılımcının olduğunu unutmaya eğilimliyizdir. Bu kişi kendimizdir. | TED | لكننا عادة ننسى الجمهور الاخر المتأثر بتعابيرنا غير اللفظيه ،والجمهور هذا هو أنفسنا |
| Buraya dün olanları unutmaya hazır olarak geldim ama bugün tavrının daha iyi olmasının umurumda olmadığını söylemeliyim. | Open Subtitles | لقد جئت مستعده لنسيان ما حدث البراحه لكن يجب ان أقول .. انا لا أهتم بنغمت كلامك على العموم اليوم |
| - Rapor falan... Anlamıyorum. - Onu unutmaya başlamıştım! | Open Subtitles | ـ لم يكن ، هذا غير مفهوم ـ لقد بدأت أنساها |
| Tamam, aklım karıştı şimdi çünkü son birkaç ayımı seni unutmaya çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | حسناً، هذا مربكاً للغاية لي لأني قضيت الأشهر القليلة الماضية أحاول نسيانك |
| Seni unutmaya çalıştım ama yapamadım. Sana geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | حاولت كثيراً لكن لم أستطيع أن أنساك, أريد العودة لك |
| O gece neler yaşandığını size söyleyebilecek tek kişi unutmaya çalıştığınız insanlar diyorum. | Open Subtitles | أقصد أنه لن يخبرك بما حدث فعلياً سوى الأشخاص الذين يريدونك أن تنسي |
| Ve gerçeği söylemek gerekirse tek yaptığın şey, unutmaya çalıştığım geçmişi hatırlatmak. | Open Subtitles | وأصدقك القول كل ما فعلته بي أنك ذكرتني بماضي كنت أحاول أن أنساه |
| Neydi o öyle? Babanız şimdiden isimleri unutmaya, bazı şeyleri karıştırmaya başladı. | Open Subtitles | حسناً , والدك بدأ فعلاً في الخرف ونسيان الأسماء وخلط الأمور |