| Paylaştığımız yazıları ya da sosyal ağ sitelerinde yaptıklarımızı unuturuz. Ama Internet unutmaz. | Open Subtitles | أو الإضافات التي نكتبها في مواقع التواصل الإجتماعي ولكن الإنترنت لا ينسى أبداً |
| Sudan bile daha yaşlı, ama asla martiniyi unutmaz. | Open Subtitles | وهو أقدم من المياه، ولكن لا ينسى أبدا مارتيني. |
| Anılar yok olup gider, ama "Google arama" asla unutmaz. | Open Subtitles | تضعف الذاكرة لكن مؤشر البحث جوجل لا ينسى |
| Ama kağıdın öyle bir hafızası vardır ki nasıl büküldüğünü asla unutmaz. | TED | لكن الورقة تمتلك هذه الذكرى؛ لا تنسى الورقة أبدًا كيف صُممت. |
| Kızlar böyle yorumları unutmaz. | Open Subtitles | و قتاة مثلي لا يمكنها أن تنسى تعليقاً كهذا |
| Reis bunu unutmaz. İçerde malsız da bırakmayacağız seni. | Open Subtitles | لن ينسى لك الزعيم هذا وسنرعى أسرتك أيضاً |
| Çizgisini hiç unutmaz ve hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin vermezdi. | Open Subtitles | ,لم ينسى جملةً في حياته لم يدع أي شيء يزعجه |
| Biran, isim etiketin. Böylece kimse kimsenin adını unutmaz. | Open Subtitles | ها هذ ذي جعتك، وها هي بطاقة إسمك لكيلا ينسى أحد إسم الآخر. |
| Kimse kendi kızını öldüğü gün gördüğünü unutmaz. | Open Subtitles | لا أحد ينسى رؤية إبنته في الليلة التي توفيت فيها. |
| Bir tanem Küçük Prens asla unutmaz. | Open Subtitles | تمهلي، حبيبتي، "الأمير الصغير" لن ينسى أبداً. |
| İyi bir silahtar şövalyesinin kılıcını unutmaz. Çadırda bırakmışım baba. | Open Subtitles | المصاحب الجيد لا ينسى سيف فارسه |
| Lezzetleri tarif etmeyi asla unutmaz. | Open Subtitles | انه لا ينسى أبداً أن يصف مذاق الاشياء |
| Doğru, unutmaz. Öyle korkutucu bir huyu vardır. | Open Subtitles | هذا صحيح، إنها لا تنسى و في الواقع هذا مخيف نوعاً ما |
| Bilmen gerekir ki bir kadın ilk aşkını asla unutmaz. Sonu ne kadar kötü biterse bitsin. | Open Subtitles | المرأة لا تنسى حبّها الأوّل أبدًا مهما ساء مآله. |
| Umarım majesteleriniz bu hizmeti unutmaz. | Open Subtitles | أتمنّى أنْ لا تنسى سموّكِ هذا الصنيع لها |
| Azimli ama tatlı biridir. Aşırı derecede iyimserdir. Doğum günlerini asla unutmaz. | Open Subtitles | إنّها حازمة، لكنّها لطيفة، متفائلة جدًّا، ولا تنسى أيّ عيد ميلاد. |
| Hayır çocuğum. Asla unutmaz. | Open Subtitles | لا ياطفلتي ، لن تنسى ذلك أبداً |
| Hiçbir çocuk babasının mükemmel olmadığını anladığı anı unutmaz. | Open Subtitles | لا ولدَ يَنْسي المرة الأولى أبداً يَتعلّمُ بأنّ أَبَّه لَيسَ مثاليَ. |
| Üçüncü derecede yanıkları olanlar bunun nasıl olduğunu unutmaz. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يملكون حروقاً من الدرجة الثالثة لا ينسون كيف حصلوا عليها |
| Evet. Ve iyi bir cerrah bunu hiç unutmaz. | Open Subtitles | اجل,والجراح الجيد لا ينسي ذلك أبدًا |
| Çünkü Jackie Harrison asla çocuklarını almayı unutmaz. | Open Subtitles | لأن جاكي هاريسون لاتنسى أبدا أن تجلب أطفالها |
| Kaçmak için ne kadar uğraşırsan uğraş geçmişin seni unutmaz. | Open Subtitles | مهما حاولت أن تهرب, ماضيك لا ينساك. |
| Bir şey isteyince argo konuşurum ve kimse unutmaz. | Open Subtitles | عندما أريدها أن تكون فعالة أقولها بصوت عالى حتى يتذكروها |