| Söylemeyi unuttuğun bir şey yüzünden her şeyin ters gitmesini bekliyorum. | Open Subtitles | تنتظر فقط حدوث شيء خاطئ لشيء واحد نسيت ذكره |
| Biliyorsun Rob, bugün yapmayı unuttuğun bir şey var. | Open Subtitles | أتعرف يا "روب"؟ هناك شيء واحد نسيت أن تفعله اليوم. |
| unuttuğun bir şey varsa, gelip alabilirsin. | Open Subtitles | إن كنت نسيت أي شيء فيمكنك أن تعود للمنزل و تأخذه |
| Yaptığın bir şey. Hesaba katmayı unuttuğun bir şey. | Open Subtitles | شيئاً ما فعلته شيئاً ما نسيت ان تحسب حسابه |
| Biliyorum, ama belki unuttuğun bir şey vardır, ya da tam açıklamadığın bir şey seni iten kişiyi bulmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | اعلم ذالك.. لكن ربما هناك شيء قد نسيتيه او شيء لم تقومي بشرحه كليا |
| Belli ki unuttuğun bir şey. | Open Subtitles | جليّ أنك قد نسيتِ ذلك أقوم بأمور كثيرة موضع شك |
| unuttuğun bir şeyler hiç olur mu? | Open Subtitles | هل نسيت أي شئ أبداً؟ |
| Fakat söylemeyi unuttuğun bir şey vardı. | Open Subtitles | ما نسيت أن تخبرنا به |
| Bahsetmeyi unuttuğun bir şey var ben ve ihtiyar Strasmore arasında bir fark var. | Open Subtitles | هُناك شيئًا ما نسيت ذكره في المُقارنة بيني وبين (ستراسمور) العجوز هُنا |
| Bana söylemeyi unuttuğun bir şey mi var, Ty? | Open Subtitles | أهناك ما نسيت أن تخبرني به، (تاي)؟ |
| Son konuşmamızda söylemeyi unuttuğun bir şey olabilir mi? | Open Subtitles | هل يوجد أي شيء في بالك ربّما قد نسيتيه في آخر مرّة تكلّمنا بها ؟ |
| Evet, söyledikleri önemli görünüyordu ama unuttuğun bir şey var o başarı biyoloji alanında geldi. | Open Subtitles | فأخباراها بدت مهمة ... إلا أنكِ قد نسيتِ أن أنجازها كان في مجال علم الأحياء |