| Onları güldüren ve dertlerini unutturan senmişsin gibi. | Open Subtitles | وكأنك الشخص الذي أضحكهم. الذي جعلهم ينسون متاعبهم. |
| Onları güldüren ve dertlerini unutturan senmişsin gibi. | Open Subtitles | وكأنك الشخص الذي أضحكهم. الذي جعلهم ينسون متاعبهم. |
| Ama onlara farklılıklarını unutturan şey nedir biliyor musunuz? | Open Subtitles | لكن تعرفون ماذا يجعل الناس ينسون إختلافاتهم ؟ |
| Yakında, çalışmaları sayesinde herkese geçmişi unutturan eski başkanlardan biri olacaksınız. | Open Subtitles | بعد وقت قصير ستصبح واحداً من الرؤساء السابقين الذين يجعلون الجميع ينسون الماضي بأفعالهم |
| Bana odada başka kız olduğunu unutturan kişiye? | Open Subtitles | الذي جَعلَني أَنْسي كان هناك بنتُ أخرى جداً في الغرفةِ؟ |
| Ama benim için geçmişte yaşanmış kötülükleri unutturan şeydir. | Open Subtitles | لكن لي، بهذا الصوتِ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَنْسي كُلّ الأشياء السيئة ذلك الحَادِثِ في الماضي. |