"unutulmaz bir" - Translation from Turkish to Arabic

• لا ينسى
• غير منسية
• لا تُنسى
• أنّ أقدم
• تنساة أبداً

Kral'ın doğum gününün Unutulmaz bir olay olmasını istiyorum.
اريد عيد ميلاد الملك أن يكون حدثا لا ينسى

Çocuklar, 2010 sonbaharında ilk Şükran Günü yemeğimi verecektim ve bunun Unutulmaz bir gece olmasını istiyordum.
يا أطفال ، في طيزي 2010 استضفت عيد الفصح في مسكني لأول مرة ، وأردته يكون أمراً لا ينسى

Çocuklar, 2010 sonbaharında ilk Şükran Günü yemeğimi verecektim ve bunun Unutulmaz bir gece olmasını istiyordum.
يا أطفال ، في خريف 2010 استضفت عيد الفصح في مسكني لأول مرة ، وأردته يكون أمراً لا ينسى

Çocuğun kalbi, kontrolü dışında Unutulmaz bir trajedi yaşıyor.
قلب الولد ، خارج عن السيطرة . لتُخلق مأساة غير منسية

Başladık ve önümüzdeki 53 saat boyunca yoğun ve Unutulmaz bir yaşam tecrübesi edindik.
وقد بدأنا، وطوال ال53 ساعة التي تلت، كانت تجربة حياتية صعبة، لا تُنسى.

Kızıma Unutulmaz bir gün yaşatmak istiyorum.
أريــد فقط أنّ أقدم لإبنتي أفضــل يــوم قطّ

Bu haftayı senin için Unutulmaz bir hafta yapacağım. Güzel.
حسناً , سأجعل هذا أسبوع لن تنساة أبداً

Aileme, arkadaşlarıma her birine görünüp onlara Unutulmaz bir korku bıraktı.
عائلتي، والأصدقاء زارتكلواحدمنهم وتركهتم مع خوف لا ينسى

Ozamandan beri bu inanılmaz bir macera-- hayatımın Unutulmaz bir bölümü, bir çok insanın hayatının Unutulmaz bir bölümü--
من حينها لقد كانت رحلة لا تصدق جزء لا ينسى من حياتي جزء لا ينسى من حياة الكثير من الناس

Biraz önemsiz ama Bay Hassan ile Unutulmaz bir tanışıklığımız var.
لدي تعارف طفيف مع السيد حسن لكنه لا ينسى.

Ama onu topla oynarken izlemek Unutulmaz bir şeydi.
ولكنّ رؤيته مع الكرة كانت شيئا لا ينسى

- Ve en iyi tamirci! Bu Unutulmaz bir şenlik olacak.
سيكون هذا الإحتفال لا ينسى

Unutulmaz bir açılış sahnesi.
مشهد إفتتاحية لا ينسى

Sevgili Margo, Unutulmaz bir Peter Pan'dın. Yine oynamalısın.
عزيزتي "مارجو"، كنت غير منسية في "بيتر بان" يجب أن تلعبيه مرة أخرى قريبا.

Gerçekten Unutulmaz bir koku. Ölüm kokusu saçıyorsun etrafa.
هذه رائحة غير منسية, هذا رائحة موتك هنا

Nişan partimiz Unutulmaz bir gece için herkesi bir araya toplayacaktı.
سيحشد حفل خطبتنا الجميع لما سيكون أمسية لا تُنسى.

Bu gibi durumlarda seni tokatlayıp Unutulmaz bir sonla çekip gitmem gerektiğini biliyorum. ama artık dayanamıyorum.
في وضع كهذا اعلم انه يجب عليّ ان اصفعك وارحل مع نهاية لا تُنسى لكن، لم اعد قادرة على التحمل

Peki ya ben kızıma Unutulmaz bir gün yaşatsam?
حسنٌ ، مـاذا عن أنّ أقدم أنـا لإبنتي أفضل يوم قطّ ؟