| Bu yüzden baban sana verdiğim kondomlardan almak için odana gitti... ve sana yakalandı, ve o zamandan beri çok utanıyor. | Open Subtitles | لذا ذهب والدك إلى غرفتك للبحث عن تلك الواقيات التي أعطيتك وأنت أمسكته، وهو محرج منذ ذلك الحين |
| utanıyor ya. Burada korkunç-görünümlü bazı ucubeler gördüm. | Open Subtitles | إنه خجول جدا , لقد رأيت بعض الأشخاص المخيفين من قبل هنا |
| Örneğin, ona çok uzun süre bakarsanız başka yöne dönüyor, çünkü utanıyor. Ya da buna benzer şeyler. | TED | مثل نظركم بعيدا اذا نظرتم فيها طويلا جدا لأنها تحصل خجولة. أو أشياء من هذا القبيل. |
| Yani benden utanıyor falan mı? | Open Subtitles | وانها مثلا محرجة مني او شئ من هذا القبيل ؟ |
| Tabii ki utanıyor. | Open Subtitles | هل تخجل من , أندى ؟ ؟ أكيد يخجل منى أنا لا أخجل |
| Öyle utanıyor ki, dışarı çıkıp arkadaşlarıyla bile karşılaşmak istemiyor. | Open Subtitles | إنّها خجلة جدًا لدرجة أنّها لاتقدر على الخروج ومقابلة أصدقائها. |
| Neden? Birbirimize karşı duyduğumuz hislerden utanıyor musun? | Open Subtitles | التي، أنت خجلان مِنْ المشاعرِ نحن هَلْ عِنْدَنا لبعضهم البعض؟ |
| Sen vergini ödemekten, çocuklarına bakmaktan, karını sevmekten utanıyor musun? | Open Subtitles | هل تشعر بالعار في دفع ضرائبك حماية ابنائك, حب زوجتك؟ |
| Çok utanıyor, özellikle kadınlardan. | Open Subtitles | هذا محرج كثيراً خصوصاً والعاهرات من حوله |
| O arabanın içinde görünmekten utanıyor musun? | Open Subtitles | هل أنت محرج من ان يتم رؤيتك في تلك السيارة؟ |
| Bize söylemeye utanıyor galiba. | Open Subtitles | ربّما هو أيضًا خجول من إخباري ماذا يكون . |
| utanıyor olabilir ama gerçekten iyi biri. | Open Subtitles | -حسنا ، يمكن أن يكون خجول ، لكنه حلو جدا |
| ..yeni bir rahibe gelmesiyle başladı. Rahibe Mary Clarence.. ..kameradan biraz utanıyor gibi. | Open Subtitles | الأخت ماري كلارينس والتي مع الأسف خجولة من الكاميرا |
| Neden utanıyor musun? Sanatçı olmak istiyorsan utanmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تكونى خجولة إذا أردتى أن تكونى ممثلة |
| Ona Palmolive reklamı işini kaybettiğini söylemekten utanıyor. | Open Subtitles | فهى محرجة من اخبارها انها فقدت الوظيفة لاعلان بالموليف الكبير |
| Hazır konusu açılmışken arkadaşlarının yanında olmamdan utanıyor musun? | Open Subtitles | أوه, بالحديث عن هذا الموضوع هل أنت محرجة من وجودي بالقرب من أصدقائك؟ |
| - Yaptıklarından utanıyor musun? - Canın cehenneme. O zaman neden ne yaptığını anlatmıyorsun bize? | Open Subtitles | انت تخجل مما تفعله وإلا لم لاتخبرنا ماتفعله |
| Bizimle görüşmekten utanıyor o kadar! | Open Subtitles | انها خجلة جدا من نفسها لذلك لا تريد أن ترانا |
| Bana söylemezdi. Göstermeye utanıyor sanıyordum. | Open Subtitles | رفض أن يخبرني فكرت أنه يخجل أن يريني إياه |
| Niles da ancak bu arabayı alabilmiş İtiraf etmeye utanıyor. | Open Subtitles | الذي must've كُلّ هو كَانَ قادر على التَحَمُّل. هو فقط خجلان لإعتِرافه. |
| Babam olduğunu söylemeye utanıyor musun? | Open Subtitles | هل تشعر بالعار من الاعتراف انك والدي؟ |
| Ona yaklaştığım zaman, utanıyor. Ne yapmalıyım? | Open Subtitles | عندما اقترب منها, هي تشعر بالخجل ماذا افعل؟ |
| Vücudundan utanıyor olman herkesin utanması gerektiği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنك تخجلين من جسدك هذا لا يعني أن الجميع يجب عليهم هذا |
| Kendi annem bile benden utanıyor. | Open Subtitles | امى خجلانة مني اخبرت الجميع اننى تاجر مخدرات |
| Profesyonel katil olmaktan utanıyor musun? | Open Subtitles | مكافأتك ستكون لا شئ الست خجلاً لكونك قاتل محترف؟ |
| Mızmızlanmayı kes ve gel şuraya, tamam mı? Biraz utanıyor, bozuntuya verme ve fazla büyütme bunu. | Open Subtitles | إنه مُحرج قليلاً، لذا كُن هادئاً و لا تكبر الأمر. |
| Çok açık, ya da kapalı, bir büyücü bile utanıyor bu durumdan. | Open Subtitles | منفتح جداً، ورغم ذلك مُنغلق حيث المشعوذ فيه يشعر بالخجل |