| Adım iki; şüphe uyandırmadan hedefle senli benli konuşmaya çalış. | Open Subtitles | الخطوة الثانية : ابدأ التعارف مع الهدف بدون إثارة الشكوك |
| Demek ki... silahın şüphe uyandırmadan gümrükten geçirilmesi gerek. | Open Subtitles | يبدو و ان البندقية يجب أن تحمل التقاليد الماضية بدون إثارة الشك. |
| Kimseyi uyandırmadan nasıl içeri gireceğiz? | Open Subtitles | ولكن, كيف سنتمكن من التسلل دون إيقاظ أحد ؟ |
| Elbette, uyku hapı aldığı için, onu uyandırmadan kolunun bir kısmını kesebilirsin. | Open Subtitles | وطبعاً يكون تناول حبوباً منومة فتستطيعين جرح ذراعه قليلاً من دون إيقاظه |
| Beni uyandırmadan yapabiliyorsan, buyur. | Open Subtitles | اذا استطعت ان تفعلها بدون ان تيقظني |
| Ama sonra alevleri kontrol edemediğini fark ettin ve aileni uyandırmadan kaçtın. | Open Subtitles | ولكن بعدها أدركت عجزك عن التحكم فيها وهربت دون أن توقظ عائلتك |
| Ama bunu Nancy'yi ya da yanında uyuyan kişiyi, uyandırmadan nasıl yapıyorum? | Open Subtitles | لكن كيف أفعل ذلك دون ايقاظ نانسي و التي تنام بقربه؟ |
| Sıcak bir geceydi ve neden bilmiyorum ama babanı uyandırmadan evi temizlemeye karar verdim. | Open Subtitles | ،لقد كانت، ليلة ساخنة ،ولسبب ما قرّرتُ أن أنظّف المنزل .قبل أن أُوقِظ أباك |
| Alarmım ölüleri uyandırmadan önce ben de bunun kökenini belirliyordum. | Open Subtitles | كنت قادرة على تحديد مصدره قبل أن يوقظ إنذاري الموتى. |
| Kuşku uyandırmadan yarın yine buraya gelebilir misin? | Open Subtitles | هل ستقدر على العودة إلى هنا بدون إثارة الشك؟ |
| Bu noktaya şüphe uyandırmadan erişmek çok zor olacak. | Open Subtitles | من الصعب جدًّا الوصول إلى هناك بدون إثارة الشبهات |
| Daha sonra tüm yapmamız gereken şüphe uyandırmadan trafiğe karışmak. | Open Subtitles | ثم كل ما علينا فعله هو الإختلاط بالمرور بدون إثارة الشبهات |
| Senaryolar, yapımcılara şüphe uyandırmadan gönderilmeli. | Open Subtitles | يجب أن توصلوا النصوص إلى المنتجين بدون إثارة أيّ شك. |
| Şüphe uyandırmadan işi bitirmek adına bu numarayı sadece bir kere arayabilirdim. | Open Subtitles | لديّ فرصةٌ واحدة لإستخدام ذلك الرقم، بدون إثارة أيّة شبهات |
| İnsanların öfkelerini uyandırmadan devletlerin gücünü sarsmak. | Open Subtitles | لتقويض قوة الحكومات. دون إثارة غضب الشعب. |
| Dediğim gibi, sadece tek bir giriş var ve diğerlerini uyandırmadan baskın yapıp geçme şansınız yok. | Open Subtitles | كما قلتُ، أعتقد أن ثمّة مدخلًا واحدًا ومُحال اختراق هذا الباب بدون إيقاظ بقيّتهم. |
| Ve dediğin gibi kimseyi uyandırmadan kaçtım. | Open Subtitles | لقد هربت دون إيقاظ أحد كما قلت |
| Evdeki her gıcırtıyı bildiğim için onu uyandırmadan içinde dolaşabilirim. | Open Subtitles | وأعرف كل صدع فيه وأستطيع التحرك فيه من دون إيقاظه |
| Motelde. Onu uyandırmadan kaçtım. | Open Subtitles | في الفندق، لقد تسللت إلى الخارج بدون إيقاظه |
| Bu sabah beni uyandırmadan gitti. | Open Subtitles | ذهبت هذا الصباح دون أن تيقظني |
| Domuzlar uyurken silahlarınızın kabzasıyla, diğerlerini uyandırmadan onları ölene kadar dövebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ضربهم حتّى الموت بعقب سلاحك دون أن توقظ أيّاً من رفاقهم |
| Oku anahtarlığın içinden geçirsen bile gardiyanı uyandırmadan anahtarları buraya çekebilmek için iyi bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | بأفتراض انه يمكنك ادخال هذا السهم في دائرة المفاتيح بدون ايقاظ الحارس تحتاج طريقة ما لأحضارهم من هناك الي هنا |
| Sıcak bir geceydi ve neden bilmiyorum ama babanı uyandırmadan evi temizlemeye karar verdim. | Open Subtitles | ،لقد كانت، ليلة ساخنة ،ولسبب ما قرّرتُ أن أنظّف المنزل .قبل أن أُوقِظ أباك |
| Bütün evi uyandırmadan sepetine koy. Ölmedi, değil mi? Teli oraya geren ve sonrasında çıkartan sizdiniz. | Open Subtitles | ضعيه فى رالصندوق قبل ان يوقظ باقى المنزل وانت الذى حللت السلك بعد السقطة |
| Kar konusundaki tek yeteneğim babamı uyandırmadan evin önünü kürekle temizlemek. | Open Subtitles | موهبتي الوحيده في الثلج هي أن أجرف الثلج من دون أن أزعج والدي |